Siz öylesiniz, böylesiniz deyip âdetayapmadığı küfür kalmadı. Gözüm hâlâ o cümlede: "Hizmette sinir ve sınır yoktur..."
Adam, telefonu kapatalım deyince açtı ağzını yumdu gözünü:- Öyle kolay mı Ne âlâ şey, kapat kurtul! Siz Yahudisiniz! Hattâ onlardan da betersiniz! Sağ gösterip sol vuruyorsunuz, sol gösterip sağ vuruyorsunuz! Ne zamandan beri yayındasınız ekranlarda herkes var bir O (….)hoca efendi yok! Bu hainlik değil de nedirSiz öylesiniz, böylesiniz deyip âdetayapmadığı küfür kalmadı. Gözüm hâlâ o cümlede: "Hizmette sinir ve sınır yoktur..."Ardıç benzer meşeye,Hasret kaldık neşeye,Fitnenin uyanması,Düşürür endişeye!Tekrar kuvvetimi topladım:- Dediklerinin hiçbirini ne sen söyledin, ne de ben duydum! Bak kardeşim sen Sivas'ta bir odadasın, ben de İstanbul'da bir köşedeyim. Ateş olsan olduğun yeri yakarsın. "Bu adam korktu! Ondan dolayı da böyle diyor" diyorsan, yanılıyorsun! Yalnız edebimden bir şey söylemiyorum. Senin anan benim anam, senin bacın benim de bacım. İstesem senin söylediklerinin bin katını, daha fazlasıyla iade edebilirim, etmiyorum. Biliyorum ki siz samimi bir müminsiniz ve din, iman gayretiyle de böyle konuşuyorsun. "Bu kanaate nasıl vardın" diye sorarsan, anlatayım: Bakın kaç tane fedakârlık yaptınız bu kısa zamandaBirincisi, ne zamandan beri telefonda konuşuyoruz, siz açtığınız için faturanız kabaracak, bu bir fedakârlıktır.İkincisi, bu saatte birçok insan mışıl mışıl sıcak döşeğinde uyuyorken, siz ayaktasınız. Din gayretinden sinirleriniz gerilmiş, asabınız bozulmuş vaziyette, bu da sağlığınızın bozulmasına sebep olabilir, buna rağmen inandığınız bir meselede mücadele ediyorsunuz. Bu da bir fedakârlık değil midirDaha sayıp dökmeme lüzum yok sanırım. Hem maddi hem de manevi bir fedakârlık içindesin, bu da ancak din gayretiyle, îmân kuvvetiyle olur. Sonra uzun zaman okudukların, dinlediklerin, çevren ne sayarsan say, sana bu şekilde bir tablo çizmiş, bizleri kötü tanıtmış, uzun zamandır beslendiğin kemikleşmiş bu fikirlerini bir telefon görüşmesiyle değiştiremeyeceğimi bildiğim için sana fazla bir şey diyemiyorum. Elimden yalnız bir şey gelir onu da yapacağım söz..." dedim. Ne yapacağımı da anlattım: