Çocuklar ihmale gelmez, eğitimasla boşluk kabul etmezdi...
Nice Abdullahlar yanlış yönlendirmelerin kurbanı olmuşlardı. Nice temiz evlatlar, çelik çomak oynayarakziyan olmuyorlar mıydı
Bizim Abdullah, birçok mevzuda hayrette bırakmasına rağmen iki mevzuda beni düşüncelerden düşüncelere de sevk etmişti:Şimdi diyeceksiniz ki "Acaba ne yaptı da bu adamı seni böyle hâlden hâle soktu" Böyle düşünmekte haklısınız. Kendi kendime dedim ki: "Bu yaşı küçük, kalbi büyük Abdullah talebem, beni bulmasaydı, acaba neyi yakalar, kimi bulur, kime hizmet ederdi" Diğer bir ifadeyle "Neyin heyecanıyla yaşardı Bütün vaktini nereye harcar, kimi kime feda ederdi" Kafamda buna benzer suâller çoktu ama birkaçını yazdım.İslâmiyet fıtratına göre doğan bu evladımıza, anne ve babası farklı şeylerden bahsetseydi, değişik hedefler gösterselerdi, dünyalıklar üzerine muhabbet kursalardı, yani başka bir yol çizseydi mutlaka o, önüne konulanın hayranı olurdu. Nice Abdullahlar yanlış rehberler, yanlış yönlendirmelerin kurbanı olmuşlardı. Nice temiz evlatlar, sokak başlarında çelik çomak oyunları ile vakit geçirip ziyan olmuyorlar mıydı Ne evlatlar, anne ve babaları yüzünden heba olup gidiyor gözümüzün önünde. Şunu iyice anlamıştım ki tesadüf denilen bir şey yoktu. Tesadüf, mâneviyattan gafil olanların sırra verdiği isimdi. Sırrı bilmeyen ona tesadüf der geçer. Hakikati bilen hakikati görür. Tesadüf, cahillerin ve gönlü körlerin, "iş olsun" kabilinden söylediği "laf ola beri gele" avuntusu" Oysa çocuklar ihmale gelmezdi, ilim, eğitim asla boşluk kabul etmezdi.Bir diğeriyse Abdullah, bize unuttuğumuz heyecanlarımızı tekrar hatırlattı. Sünepeliği, boş vermişliği bir kenara koymamıza vesile oldu. Hakiki bir âlim, Abdullah'taki aşkı, heyecanı yakalasa dünyanın rengi değişirdi diye düşünmeye başlamıştım.Bir âlim onun kadar heyecanlı olsa evi, mektebi, mahallesi ve hatta bir baştan bir başa memleketi de gül bahçesine dönerdi.Abdullah'ın heyecanını yaşasaydı anneler, milletin istikbâli kurtarılırdı.Onun heyecanını yaşayan her meslek sahibi huzuru bulur, huzur dağıtırdı etrafına ve saadeti yaşar, yaşatırdı bütün muhatap olduklarına.Velhasıl Abdullah'ın heyecanını yaşayan insan fıtratına döner; hem kendini, hem insanlığı kurtarırdı.