"Bey ben müdür, falan-filan anlamam! Siz belki bilmiyorsunuz. Ben dediğini yapan, tükürdüğünü yalamayan biriyim!.."
Hey gidi günler hey! Gel de unut unutabilirsen...Oyuna, oynaşa, hiç meyil verme!Bahaneler bulup ipe un serme!Kibirlenip durma, göğsünü germe!Sevip sevilenler tatlı dilinden,Kimse kurtulamaz, ecel elinden!Bir İskender geldi, âlemi gezdi,Zaloğlu Rüstem'in tahtını bozdu,Yunus balığıyla, deryada yüzdü,Kimse zarar görmez tatlı dilinden,O da kurtulmadı ecel elinden.HOCA faydası yok, olmazsa iman,Bulamadı Lokman, ölüme derman,Tahtını bıraktı, Sultan Süleyman,Hiç pişman olmazsın tatlı dilinden,Sen de kurtulmazsın ecel elinden.***İCRA...2001 senesinin en son ekonomik krizinde İFPAŞ üzerinde büyük bir borç yığını vardı. Onları ödeyebilmek için para kazanabileceğimiz her çeşit yolu tecrübe ediyor, aklımıza gelebilecek her mubah işi yapıyorduk. Buna rağmen muhataplarımızdan bazıları tehdit ve şantajla, bazıları daha farklı metotlarla alacaklarını tahsil etme peşindeydi.
Niye hemen uyanmazYastığına dayanmazBöyle süslü yalana,İnsan nasıl inanmazAlacak verecek meselesi gecemizi gündüzümüze karıştırmıştı. Tam o karmaşada bizde prodüksiyon işlerine bakan Barbaros Bey, genç birini takdim etti. Zor Hedef dizisinde çalışmış. Kumral, çini mavi gözlü, gülmez, sert, kaba-saba biri! Azgın, şımarık bir "film" hastası! İlk lâfı:- Bey ben müdür, falan-filan anlamam! Siz belki bilmiyorsunuz. Ben dediğini yapan, tükürdüğünü yalamayan biriyim! Sırça köşkünüze kurulmuş, kendinizi bir şey zannederek bizlerin hâlini görmüyor, yardımcı olmuyorsunuz!- !!!Birdenbire haklı mı, haksız mı olduğunu kestiremediğim, bu tepeden inme laflara, sinirlerime hâkim olarak gülümsedim: