Bunları gördükçe çocukluğumu, medrese senelerimi hatırlardım

Benbakmaya korkuyorum, o tehlike sınırında cambazlık yapıyor! Doğrusu bu ve bunun gibi insanları anlayamıyorum

Nehrin kıyısına yakın otlaklarda hayvanları için ağıl yapanlar burada gençleri bırakıyorlardı. Onlar için, gürültüden uzakta sessizliğin tadını çıkarmak ve geceleri zifirîkaranlıkta ışıl ışıl gökyüzünü seyretmek, hayatlarında unutamayacakları bir tecrübe oluyor, huzur buluyor, etrafındakilere de mutlaka huzur dağıtıyorlardı.

Al işte! Gözlerimin önünde, benim gibi çulsuz fakirin biri çıkmış kerpiç evinin damına, neredeyse düşecek, iyice kenara yanaşmış, altındaki boşluğu zerre mesele etmeden kafası yukarılarda dolaşıp duruyor. Hayatla arasındaki tek bağ, bastığı yerin şimdilik çürük olmaması. "Ya bir sakata gelirse!" diye ödüm kopuyor! O kadar da lakaytlık olunmaz ki! Allah muhafaza, ayağı bir kaysa ya da herhangi şeye takılsa... Hemen oracıkta "Güm!" diye gitti demek! Ama adamın şu yüzüne bir bakın: Ne kadar da sakin; en ufak bir tereddüt, zerre tedirginlik izi yok! Düşüp ölme korkusunun hiçbir işareti okunmuyor çehresinde! Ben Ben bile bulunduğum yerden bakmaya korkuyorum, o tehlike sınırında cambazlık yapıyor! Doğrusu bu ve bunun gibi insanları anlayamıyorum Galiba anlamadan da göçüp gideceğim bu fâni dünyadan.

Hayat, bu kadar mı hafife alınabilir Hakikaten ömür bu kadar ucuz mu Bu kadar boş vermişlik olacak şey mi

Bunları gördükçe çocukluğumu, medrese senelerimi hatırlardım. Yine öyle oldu.

Medresemizin tam karşısındaki ev olduğundan sık sık görürdüm onu; ölüm korkusu istediği kadar nasırlaşmış olsun, istediği kadar hissizleşsin, hele o damdan kazara düşsün bir bak, hele bir ölüme doğru şimşek hızıyla giderken o zaman anlayıverir, buluverir kendini, bak nasıl da değişecek işler!

Şu sönük gözleri nasıl da yuvalarından fırlayıp ateşler saçacak! Şu ruhsuz suratına nasıl da kan can hücum edecek bir anda; kafasının içinde bak ne vurucu zelzeleler oluşacak! Adamı böyle görürdüm ve onun yerine kendimi koyar, kendi yerime onu Kendi kendime "Sana ne!" der, yine de acayip şeyler de düşünürdüm!