Anam babam üzülmesinler diye gözyaşlarımı içime akıtırdım...
Anneciğim, babacığım üzülmesin diye en acı çektiğim zamanlarda bile sesli ağlamazdım. "Onlar duyarsa üzülürler" diye düşünürdüm...
Sağlıklı bir hayat sürdüğümüze hamd ve şükrederdik bütün ailecek.Her şeye rağmen güzel ailemi, evimi, köyümü, şehrimi, memleketimi seviyordum. Biz büyüklerimizden öyle gördük ve öyle de yetiştik. Rahmetli ninemin seferberlik hatıraları aile muhabbetimizi, vatan, millet kadir kıymetini bilmemizi had safhaya çıkarmıştı.Anneciğim, babacığım üzülmesin diye en acı çektiğim zamanlarda bile sesli ağlamazdım. "Onlar duyarsa üzülürler" diye düşünür, gözyaşlarımı içime akıtırdım.Karda kayınca kayak,Abimden yedim dayak!'Babam geldi' dediler,Fırladım yalın ayak!Ailemizden bahis açıp da anacığımdan hiç konuşmamak olur muAna oğul ufak işaretlerle anlaşırdık. Bir şey sorduğumda cevabı evetse nefesini yüksekçe içine çekerdi, değilse cık derdi. Mektep hayatım başlar başlamaz zaten gözü hep üzerimde olurdu. Kendince çaktırmadan beni süzer, ders çalışırken bile ara ara gelip bakıp çıkardı. Canım yemek istemediğinde bile sanki bebekmişim gibi "hadi bir kaşık daha bir kaşık daha" diye zorla ağzıma tıkar, doyduğumdan emin olmak isterdi. Bir de biliyor musunuz En çok yemeği, yemeğin en güzel yerini hep bana veriyordu. Ben büyüme çağındaymışım, okuyormuşum, ne kadar çok yersem o kadar çok güçlü, kuvvetli olurmuşum sebeplerini ileri sürerdi. Ama kendi kuş kadarcık yiyordu. Yalnız bana mı öyleydi Hayır! Bütün evlatları için aynıydı. "Pişirirken atıştırdım. Bunlar sizin payınız evladım" der, bizi ikna etmeye çalışırdı. Sanki ben anlamıyordum da...Bugünlerde babamın birkaç ay önce aldığı pantolon paçası kısa gelmeye başladı. Pantolon yukarıda kaldı. Leylek gibi garip görünüyor, bu durumumdan da utanıyordum. Giysem bir dert giymesem başkası yok. Anneciğim ne edip eyler bir yolunu bulur uzatırdı paçalarımı. "Dışarıda giymem ama" desem de o;"Devirme o ela gözlerini tamam! Sen de evde giyersin koca oğlan!" derdi, saçlarımı okşarken.