Yaratılış ve Yaratıcı (8)
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
KÂİNAT(EVREN) SONRADAN YARATILMIŞTIR VE YARATAN DA ALLAH'TIR
* Aristo'dan beri bilim, klasik fizik; 'Kâinat (Evren) yaratılmamıştır. O hep vardı ve var olmaya da devam edecektir, sonu da yoktur. Ve bu, statik, durağan ve değişmezdir, zaman, mekan mutlaktır' demiştir.
Birkaçı dışında, bilim adamları biraz da skolastik öğretinin etkisiyle hep böyle inanmışlardır.
Bu inanış, Batlamyus'un (Klaudios Ptolemaios-M.S.100-170 )ileri sürdüğü 'Evren kuramına' dayanıyordu. Batlamyus, 'Dünya'nın düz ve Evren'in merkezi olduğunu, Güneş, Ay ve Yıldızlar'ın Dünya'nın etrafında döndüğünü' ileri sürmüştü.
Bu Evren modeline göre, bütün gök cisimleri değişmez bir düzen içinde Dünya'nın çevresinde dolanırdı. 'Dünya'yı Evrenin merkezi olarak kabul eden bu kuram' yaklaşık 14 asır boyunca Ortaçağ Avrupasında tartışmasız olarak kabul edildi.
* Uzayın karanlık ve akıl almaz geniş boşluğunda Güneş'e benzer yıldızların oluşturduğu bir Gök Ada'nın(galaksi) varlığı ve Güneş sisteminin de bu galaksinin içinde olduğu fikri 16-18.yy.da gelişmeye başladı.
Bu yüzyıllarda Mikolaj Kopernik, Galileo Galilei ve Johannes Kepler gibi ilim adamlarının çalışmalarıyla, Güneşin Dünya'nın etrafında dönmediği, bilakis Dünya ve diğer gezegenlerin Güneşin etrafındaki yörüngelerde döndüğünü ispatlandı.
Isaac Newton, Dünya ve diğer gezegenleri Güneş'in etrafında tutan bir evrensel çekim (kütle çekim) kuvvetinin varlığını ispatladı.
* 19.yy da; 'Kuantum kuramı (Max Planck) ve Relativite-izafiyet kuramı (A.Einstein) ile klasik fizikten, modern fiziğe (kuantum fiziğine) geçildi.
Klasik görüşlerin (klasik fizik) yanlışlığı ortaya çıktı. Aristo'dan beri gelen inanış yıkıldı. Yani: Güneş'in Dünya'nın etrafında dönmediği, aksine Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğü ortaya çıkarıldı.
1920 yıllarda Rus kozmolog Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaitre, 'Evren'in yaklaşık 15-16 milyar yıl önce, zamanın, enerjinin, maddenin bulunmadığı ,adeta bir yokluk ortamında,sıkıştırılmış sıfır bir kütleden 'büyük bir patlama ile (Big bang)' yoktan, hiçten, sonradan var edildiğini ileri sürmüşlerdir.'
* 'Büyük patlama teorisi(Big Bang), 1929'da ABD'li Astronom Edwin Hubble'ın kullandığı dev teleskopla, uzak galaksilerin ışığındaki kırmızıya kaymayı ve yıldızların sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfetmesiyle doğrulandı.
Çünkü bu durum yıldızların, dolayısıyla da galaksilerin bir hızla uzaklaştıklarının ve Evren'in genişlemesinin ispatıydı. Bu şekilde Evren'nin 'ezeli ve ebedi olmadığının yanında,zamanın ve mekanın da mutlak olmadığı' ortaya çıkmış oldu. Böylece 16. yy. kadar kabul gören 'Evrenin yaratılmadığı, durağan, değişmez olduğu ve bir sonunun da olamayacağı' görüşü yıkılmış oldu.
Edwin Hubble'dan sonra geliştirilen Hubble Teleskopları ve diğer araçlarla (NASA'nın Cobe ve WMAP uydularının verileri) yapılan araştırmaların verilerine göre, 'Kozmik arka plan ışıması' denen ve Big Bang'le ortaya çıkan ve zamanımıza kadar gelen ışıma-ışıkların ortaya çıkarılması 'Büyük patlama teorisini' ispatlamıştır.
Çünkü 'Enerji ışıması (mikro dalga alanı) olan kozmik mikro dalga arka plan ışımasının keşfi, Evren tarihinin sıcak safhasının kalıntısını gösterir.