Yaratılış ve Yaratıcı -2-

Yaratılış ve Yaratıcı -2-

Prof. Dr. Yusuf Özertürk

A-KÂİNAT(EVREN-MACRO COSMOS)

KÂİNATIN VAR EDİLMESİ

2-EVREN SONRADAN YARATILMIŞTIR VE SONU DA VARDIR

*Uzayın karanlık ve akıl almaz geniş boşluğunda Güneş'e benzer yıldızların oluşturduğu bir Gök Ada'nın(galaksi) varlığı ve Güneş sisteminin de bu galaksinin içinde olduğu fikri 16-18.yy.da gelişmeye başladı. Bu yüzyıllarda Mikolaj Kopernik, Galileo Galilei ve Johannes Kepler gibi ilim adamlarının çalışmalarıyla, Güneşin Dünya'nın etrafında dönmediği, bilakis Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş'in etrafındaki yörüngelerde döndüğünü ispatlandı. Isaac Newton, Dünya ve diğer gezegenleri Güneş'in etrafında tutan bir evrensel çekim (kütle çekim) kuvvetinin varlığını ispatladı.

*19.yy da; 'Kuantum kuramı (Max Planck) ve Relativite-izafiyet kuramı (A.Einstein) ile klasik fizikten, modern fiziğe (kuantum fiziğine) geçildi. Klasik görüşlerin (klasik fizik) yanlışlığı ortaya çıktı. Aristo'dan beri gelen inanış yıkıldı. Yani: Güneş'in Dünya'nın etrafında dönmediği, aksine Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğü, Evren'nin 'ezeli ve ebedi olmadığı gibi, zamanın da, mekanın da mutlak olmadığı' ortaya çıktı. Evren'in yaklaşık 15-16 milyar yıl önce, zamanın, enerjinin, maddenin bulunmadığı, adeta bir yokluk ortamında, sıkıştırılmış sıfır bir kütleden patlama ile (Big Bang) yoktan, hiçten sonradan var edildiği, durağan, değişmez değil, devamlı genişleyip, değiştiği ve bir sonunun da mutlaka olacağı görüşüne gelindi. 1929 yılında Astronom Edwin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken uzak galaksilerin ışığındaki kırmızıya kaymayı ve yıldızların sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfetti. Bu durum yıldızların dolayısiyle galaksilerin bir hızla uzaklaştıklarının ispatıydı. En hızlı olan galaksiler daha uzak olanlardır. Yıldızlar ve galaksiler, sadece dünyadan değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Bunun manası, Evren'in durağan ve sabit olmayıp, sürekli genişlediği ve hareketli olduğunun ispatıdır. Big Bang teorisi iki temel fikre dayanmaktadır: 1-Fiziksel yasalar Evrenseldir. 2-Evren makro ölçeklerde homojen ve izotroptur (Evrene hangi yönden bakılırsa bakılsın özellikleri değişmez.). Bu bir kozmolojik prensiptir. Gözlemsel kozmolojinin alanındaki gelişmeler Büyük Patlama teorisini desteklemektedir. Bunlardan biri 'Enerji ışıması (mikro dalga alanı) olan kozmik mikro dalga arka plan ışımasının keşfidir.' Bu durum Evren tarihinin sıcak safhasının kalıntısını gösterir. Bilim adamlarının çoğu, Evren'in sıcak ve yoğun olan döneminin delili olarak kabul edilen 'Kozmik mikro dalga arka plan ışımasının(Big Bang'in soluk ışıklı yankısı) keşfinden sonra Evren'in büyük bir patlama ile meydana geldiğine (Big Bang) ancak 1960'lı yıllarda ikna oldular. Büyük Patlama teorisini destekleyen bir diğeri de, ilk sıcak safhada oluşmuş Hidrojen, Helyum, Lityum'un farklı izotoplarının salınmasının(bırakılmasının) ölçülmesidir. Evren'in ilk hızlı genişleme ve soğuma zamanındaki nükleer süreçlerde hafif elementlerin oluştuğu (H,He) ve bu elementlerin zamanımızda da bol miktarda olması Big Bang'i doğrulayan diğer bir delildir. Çünkü, eğer Evren'in bir başlangıcı olmasaydı(sonradan var edilmeseydi) Evren'deki Hidrojen'in hepsinin yanarak Helyum'a dönüşmüş olması gerekirdi. 20.yy'ın ikinci yarısındaki bu gözlem, Big Bang'i, gözlemlenebilir Evren'i kesin olarak tanımlayan bir model olarak kabul ettirdi. Daha sonraki Galaktik kümelerin gözlemi ve kozmik arka plan soğumasının ölçülmesi de (eski devirlerle, zamanımızdaki ısı farkının ölçülmesi),Big Bang'i doğrulayan deliller oldu. Bütün bunlar günümüzde gözlemlediğimiz Galaksilerin sonradan oluştuklarını(var edildiklerini) göstermektedir. Ayrıca Hubble yasasına göre; kırmızı tayfa kayma özelliği gösteren uzak galaksilerin gözlemi, galaksilerin de birbirlerinden farklı olduklarını ortaya çıkardı. İlk patlamadan 300 bin sene sonra Evren şimdiki haline kıyasla 1000 defa daha sıcak ve bir milyar misli daha soğukken yıldızlar ve galaksiler henüz mevcut değildi. NASA'nın Cobe uydusunun 1992 de çektiği fotoğrafların astrofizikçilerin hesaplarıyla uyuştuğu görüldü. Daha önce (Evren sıcakken) ışığın yayılmasına engel olan 'serbest elektronlar', Evren'in soğuması esnasında, serbest elektronlar atom çekirdeklerinde bir araya geldiler. Bu hal ışığın yayılmasına, madde ve ışımanın ayrılmasına sebep oldu. 'Kozmik arka plan ışıması' denen şey de budur. O zamandan günümüze kadar gelen ışıma ya da ışıklar bunlardır. NASA'nın WMAP uydusunun verilerine göre, Big Bang'den 380.000 yıl sonra Evren hakkında daha detaylı bilgiler elde edildi. Buna göre Evren'in %12 atomlardan, %15 fotonlardan, %10 nötronlardan ve % 63 de 'karanlık madde'den oluştuğu anlaşıldı. NASA'nın COBE ve WMAP uydularının verileri de Evren'in sonradan yaratıldığını ispatlamaktadır. Devam edecek…