Allah'ın Nizamı İslâm (8)
PROF. DR. YUSUF ÖZERTÜRK
İSLÂM'IN KAYNAKLARI
A-KUR'ÂN
Kur'ân'ın Muhtevası
2c-Nübüvvet ve Kulluk(Ubûdiyyet)
* Kur'ân'da;Tevhid ve muamelat ile ilgili temel ve genel hükümler ve ilkelerden bahsedilmektedir. Bu temel ilkelerin anlaşılması ve nasıl uygulanacağı Hz. Resûlellah'a bırakılmıştır. Mesela; Abdestin, Namaz'ın, Oruc'un, Hacc'ın nasıl edâ edileceğine dair ayrıntılı bir bilgi yoktur. Bu ve buna benzer hükümlerin nasıl yapılacağını Hz. Peygamber uygulayarak göstermiştir. Din, Peygambersiz olmaz. İslâm, sadece Kur'ân ile anlaşılamaz ve öğrenilemez. 'Peygamber olmasa da, Kur'ân bize kâfidir' diyenler dâlalet (sapıklık) içindedirler. Bu konuda Allah, şöyle buyurmaktadır; "Yemin olsun ki, sizin için, Allah'ı ve Ahiret gününü (Ahiret hayatını) arzu edenler ve Allah'ı çok ananlar için, Allah'ın Peygamberinde çok güzel bir örnek vardır" (Ahzab-21). "…. (Resûlüm) Allah, sana Kitab'ı (Kur'ân) ve Hikmet'i (Sünnet) indirdi. Evvelce bilmediklerini sana öğretti…." (Nisâ-113).
*Bununla beraber, Hz. Resûlellah'a, Kur'ân dışında vahiy gönderilmesi, O'nun dünyevî konularda (çeşitli meslekleri ilgilendiren alanlarda) söylediği sözler de vahiy demek değildir. Nitekim Bedir savaşı öncesi, Hz. Peygamber ordunun konuşlanacağı yer tesbitinde bulunurken, askerlerin Bedir kuyuları önünde yerleşmelerini istedi. Sahabelerden harb sanatından anlayan Hubab b. Münzir dedi ki, 'Ya Resûlellah! Ordunun buraya konuşlanması vahiy midir (Allah'ın emri mi), yoksa Senin fikrin mi' Allah Resûlü 'hayır, benim fikrim' dedi. Hubab, 'öyleyse Ya Resûlellah! Buraya yağmur yağdığı zaman çamur olur ve ayaklarımız kayar. Kuyuların arka taraflarına konaklarsak orası daha uygun olur' dedi. Şanlı Peygamber demedi ki, 'Ben Allah'ın Resûlüyüm, hem de Devlet başkanıyım. Bana ne cüretle itiraz edersin. Ben ne dersem, o olur.' Allah Resûlü, kendi fikrinden vazgeçip, Hubab'ın teklifini kabul etti. Ve ordu Bedir kuyularının arkasına konuşlandı. Aynı şekilde; Uhud gazvesinde de buna benzer bir olay olmuştu. Allah Resûlü Uhud'a çıkmak istemiyor ve Medine'de savunma harbi yapmak istiyordu. Ama genç sahabiler müşriklerle meydan savaşı yapmak istiyorlardı. Yapılan istişare sonucunda meydan savaşı kararı çıkınca, Hz. Peygamber yine 'siz de kimsiniz' demeyip, istişare kararına uydu. Uhud gazvesinde Hz. Hamza (r. a) ve 70 kadar sahabi şehid oldu. Hz. Resûlellah, katiyyen sahabeye çıkışmadı ve 'gördünüz mü Benim sözüme uysaydınız bu başımıza gelmezdi' demedi. Hendek gazvesinde de, yine kendi görüşünü terkedip, İranlı Selman-ı Farisi'nin fikrine uyarak Medine etrafına hendek kazılmasına karar verildi. Ve bizzat Kendisi de hendek kazdı. Çetin bir kayayı da balyozla parçaladı.

7