Allah'ın nizamı İslâm(9)

Allah'ın nizamı İslâm(9)

Prof. Dr. Yusuf Özertürk

İSLÂM'IN KAYNAKLARI

A-KUR'ÂN

Kur'ân'ın Muhtevası

2d-Kulluk-Ubûdiyyet-Abd

*İslâm, kulun kula kul olduğu sistemleri ortadan kaldırıp, sadece Allah'a kul (abd) yapmak üzere gönderilmiştir. Allah'a kullukta, insanın insana kulluğunda olduğu gibi bir imtiyaz ve hiyerarşi yoktur. İslâm, kulluk yönünden Allah katında; ırkın-soyun, zenginlik-ağalığın, sultanlık-asilzadeliğin bir üstünlük sebebi olmadığını söyler. Bu hususta Allah Resûlü şöyle söylemiştir; 'Hiçbir Arab'ın Arap olmayana, hiçbir Arab olmayanın da Arab'a, hiçbir beyazın siyahîye, hiçbir siyahînin de beyaza bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük Takvâ'dadır (Allah'ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınmak), Allah'a karşı gösterilen saygıdadır' (Tirmizî, Tefsir sure-49). Bu şekilde İslâm'da; Efendi-köle, zengin-fakir, Amir-memur, Sultan-geda, vs. vs. Allah'a kullukta eşittir. Allah'a kulluk, beşerî kullukla (insanın insana kulluğu) karıştırılmamalıdır. Beşerî kullukta; bir eziyet, aşağılama ve hürriyetten yoksun bırakma vardır. Hâlbuki Allah'a kullukta; bir lütuf, şeref ve hür olma vardır. Fakat bu hürriyet, Allah'tan başkasına kul olmama hürriyetidir. Yoksa 'Allah'tan hür olmak' demek değildir. Bu hürriyet, 'bana kimse karışamaz' diyerek helâl-haram gözetmeden her istediğini yapmak mânâsında mutlak bir hürriyet de değildir. Bu hürriyet, Allah'ın, helâl-haram sınırları dâhilinde olan hürriyettir. İnsan Hududullah sınırları içinde hayat geçirmekle mükelleftir. Mutlak mânâ da hürriyet (istediğini, istediği şekilde yapmak) ancak Allah'a mahsustur. Hiç yaratanla, yaratılan bir olur mu Hiç Yaratan'a kul olmak, yaratılana kul olmakla bir olur mu Ey akıl sahipleri hiç düşünmez misiniz

*Allah'a kulluk, en büyük makam ve şereftir. Nitekim Hz. Resûlellah (sav) evvela 'Abd-kul', sonra Resûldür (Kelime-i Şehâdet). Kur'ân'da da Hz. Peygamber'e 'Abd' ismiyle hitap edilmiştir (1).

*İnsan fıtraten (yaratılıştan) Allah'a muhtaçtır. Daha doğar doğmaz Allah'ın, validelerin memelerinde imal ettiği sütle beslenir. İnsana sevgiyi, merhameti veren de Allah'tır. İnsan, şayet bir Allah'a kul olmazsa, çok şeye, mâsivâya ve hevâsına (ego, hırs ve arzularına) kul olur. Allah'a ihlâsla (samimî olarak) kul olan, daha hiçbir şeye ve insana köle olamaz.

*İslâm'da kulluk; Müslümanın Hz. Peygamber (sav) vasıtasıyla bildirilen, Allah'ın, yapılmasını emrettiklerinin (Farz, Vacib) yapılması ve yasakladıklarından da (Haramlar) kaçınılmasıdır. Ubûdiyyet, Müslüman'ın kendisini Allah'ın gözetlediği bilinciyle, hayatını Allah'a karşı itâat ve saygı içinde sürdürmesidir. İbâdet ise; Müslüman'nın yapmasından veya kaçınmasından sorumlu olduğu zâhirî davranışlarıdır. İbâdetler zâhiren yapılır. Ama kulluk, kulun Allah'a yönelip, her an Hakk'ı hatırından çıkarmamasıdır. Kulluk ancak Allah'a karşı yapılmalıdır. Çünkü yaratıcı O'dur ve insanın muhtaç olduğu şeyleri (Hava, su, çeşitli gıdalar) veren de Rezzâk-ı Kerîm'dir. *Allah, Kur'ân'da insanı niçin yarattığını şöyle bildirmektedir;