Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır. Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi...
"Müctehid":"İctihâd makâmına yâni Kur'ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîf ve diğer dînî delîllerden hüküm çıkarma derecesine yükselmiş büyük dîn âlimi; bütün İslâm ilimleri ve zamânın fen bilgilerinde söz sâhibi âlimdir.""Müctehid-i Mutlak":"Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden ve diğer dînî delîllerden (kaynaklardan) istinbât ederken, çıkarırken kendine mahsûs kâide ve usûl koyan müctehiddir." Buna, "müctehid fiş-şer'"ve "müctehid-i müstekıl"de denir."Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır. Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi.Hiçbir âlim müctehid-i mutlak olduğunu iddiâ etmedi. Yalnız,Muhammed Cerîr-i Taberî, böyle bir iddiâda bulundu ise de, hiçbir âlim bu sözünü kabûl etmedi."(İmâm-ı Şa'rânî)İslâm hukûkuna dâhil bütün konuları düzenleyen ve öğreten ilme"Fıkıh ilmi"denir.Fıkıh ilmini ilk olarak sistemleştiren İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'dir. Onun talebeleri ve diğer müctehid âlimler daha da geliştirmişlerdir.Büyük fıkıh âlimiİbn-i Nüceym(rahimehüllah) buyurmuştur ki: "İctihâd makâmına varan âlimlerin kendi ictihâdlarına (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkardıkları hükümlere) göre hareket etmeleri lâzımdır. Başka müctehide uymaları câiz (uygun) değildir. İctihâd, ibâdet yâni Allahü teâlânın emri olduğundan, hiçbir müctehid, diğer müctehidin ictihâdına yanlış dememiştir."Bir hadîs-i şerîfte buyurulmuştur ki:"Yanılan müctehide bir sevâb, doğruyu bulana iki veya on sevâb vardır. İki sevâbdan birincisi, ictihâd etmek (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden hüküm çıkarma) sevâbıdır. İkincisi, doğruyu bulmak sevâbıdır."(Hadîka)İlâhî dinlerin, en son halkası ve İlâhî hukûkun zamânımıza kadar hiç değişmeden hayâtiyetini devâm ettiren tek temsilcisi olanİslâm Hukûku, dört ana kaynağa dayanmaktadır:1. Kur'ân-ı Kerîm:İslâmın temel hükümlerini vecîz olarak ihtivâ etmektedir. Bunun için müctehid olmayanlar Kur'ân-ı kerîmi anlayamazlar.2. Hadîs-i Şerîfler:Sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in sözleridir. Hadîsler, Kur'ân-ı kerîmi açıklar. Hadîsleri de, ancak ihtisâsı olan âlimler anlayabilirler.3. İcmâ:İctihâd derecesine yükselmiş müctehid âlimlerin, dînî bir konuda söz birliği yapmalarıdır.