İmâm-ı Eş'arî ve İmâm-ı Mâtürîdî

"Her Müslümânın, i'tikâddaEhl-i sünnetin iki imâmından birine ya'nî İmâm Mâtürîdî veya İmâm Eş'arî'ye tâbi olması lâzımdır."

İyi bir insan, kâmilbir Müslümân olmak için,ilk olarak, doğru bir itikâda sâhip olmak, yanî Ehl-i Sünnet itikâdında olmak lâzım.İkinci olarak, fıkhî bilgilere vâkıf olup onlarla amel etmek gerekir.

Bundan dolayı, en büyük âlim ve velîlerden olanİmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî(kuddise sirruh) da, dört hak mezhebin fıkıh bilgilerinde mâhir, beş tarîkatte mürşid-i kâmil ve mükemmil olanMevlânâ Hâlid-i Bağdâdî(kuddise sirruh) da, bu iki husûsun ehemmiyetini vurguluyorlar.

"Âkıl ve bâliğ olan her erkek ve kadının birinci vazîfesi, Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. Kıyâmette Cehennem azâbından kurtulmak, onların bildirdiklerine inanmaya bağlıdır."[İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]

"Müslümânların birinci vazîfeleri, itikâdı düzeltip, Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmaktır.İkinci olarak, fıkıhbilgilerini öğrenip, her şeyi bu bilgilere göre yapmaktır."[Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, İ'tikâdnâme/el-Îmân ve'l-İslâm]

Eshâb-ı kirâmın, Peygamber Efendimizden naklen bildirdiklerini, olduğu gibi, hiçbir şey eklemeden ve çıkarmadan kabûl edip onlar gibi inananlara "Ehl-i sünnet ve'l-cemâat fırkası"veya "Fırka-i nâciye"; bu doğru ve asıl (hakîkî) İslâmiyet yolundan ayrılanlara da,"bid'at fırkaları"veya "Fırak-ı dâlle(dalâlet fırkaları, bozuk-sapık yollar)" denilmiştir. Ehl-i sünnet ve cemâat fırkasında olanlara kısaca "Sünnî", bid'at fırkalarında olanlara "Mübtedi'", "bid'at sâhibi"de denilmektedir.

"Her Müslümânın, i'tikâdda (îmânla ilgili bilgilerde) Ehl-i sünnetin iki imâmından birine ya'nî İmâm Mâtürîdî veya İmâm Eş'arî'ye tâbi olması lâzımdır.Bu iki imâmdan birine tâbi olmak, insanı bid'at (bozuk) i'tikâddan (inanıştan) korur." [Muhammed Hâdimî, el-Berîkatü'l-Mahmûdiyye fî Şerhi't-Tarîkati'l-Muhammediyye]

"İ'tikâdda imâm olan İmâm-ı Eş'arî ve İmâm-ı Mâtürîdî;hocalarının i'tikâddaki müşterek olan mezheblerinden dışarı çıkmamışlar, ayrı mezheb kurmamışlardır.Bu ikisinin, hocalarının ve dört mezheb imâmının bir tek i'tikâdı (îmânı) vardır. Bu da Ehl-i Sünnet vel-cemâat ismi ile meşhûr olan i'tikâddır."