"Allah'ın Resûlü Meryem oğlu Îsâ'yı öldürdük dedikleri için Yahûdîleri lanetledik. Hâlbuki onlar Îsâ'yı öldürmediler, asmadılar da..."
Geçen haftaki 2 makâlemizde, bir nebze, Hazret-i Îsâ'dan bahsetmiştik. Bugün ve yarın da inşâallah konuya devâm edelim.Yahûdîler, Hazret-i Meryem'in kucağında yeni doğmuş çocuğu görünce;"Ey Meryem! Bu nedir Gerçekten çok çirkin bir iş yapmış olarak geldin. Sen pek genç, fakat kocası olmayan bir kız olduğun hâlde, bu çocuğu nereden aldın Bu, ne acâib, ne şaşılacak bir hâldir"dediler. Hazret-i Meryem, bütün söylenilenleri sabırla dinledi. Hiç cevap vermedi.Ancak âyet-i kerîmede de geçtiği gibi;"İşin hakîkatini size o haber versin. Siz onunla konuşun. Ondan sorup anlayın!"mânâsına, kundakta bulunan Hazret-i Îsâ'yı işâret etti. Onlar, kundaktaki çocuğun konuşamayacağını söyleyince, kundakta bulunan Hazret-i Îsâ, elini kaldırarak cevap verdi ve dedi ki:"Ey câhiller! Benim yüksek şânıma taarruz etmeyiniz ve annemi ayıplamayınız. Muhakkak ki ben, Allahü teâlânın kuluyum. O, bana kitap verip, beni Peygamber kılacaktır. Her nerede olsam, beni mübârek kıldı ve hayâtta olduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekât vermemi emretti. Beni anneme hürmetkâr kıldı... Doğduğum gün de, öleceğim günde ve diri olarak kabrimden kaldırılacağım günde selâm benim üzerimedir"dedi.Hazret-i Îsâ'nın, kundakta konuşmasına hayret eden İsrâîloğulları, dillerini yutmuş gibi oldular. Hiçbir şey söyleyemediler. Buna rağmen dedikodu yapmaktan, çeşit çeşit iftirâlar atmaktan da geri durmadılar.Roma İmparatorunun Şâm vâlîsi,Hazret-i Îsâ, babasız doğduğu için, ana-oğulun her ikisini de öldürmek istedi. Annesi onu alarak Mısır'a götürdü. Hazret-i Îsâ, on iki yaşına gelinceye kadar, annesiyle birlikte Mısır'da kaldılar. Sonra tekrâr Kudüs'e gelerek Nâsıra şehrine yerleştiler.Otuz yaşına girince, Hak teâlâ tarafından Peygamber olduğu bildirildi. Peygamberlik emri bildirilince, hemen teblîğe başladı. İnsanların Allahü teâlâya inanmalarını ve O'nun emirlerini yapıp yasaklarından sakınmalarını ve isyânda bulunmamalarını istedi.İsrâiloğulları, maalesef bu dâveti kabûl etmediler. Îsâ aleyhisselâm inanmayanlara mûcizeler gösterdi.