Gönül coğrafyamız Balkanlar -6-

Osmânlı idâresinin Balkanlara yerleşmesi, gerçek bir sosyal inkılâp meydâna getirmiş ve Ortodoks Hıristiyânlar, Katoliklik ile eşit gördükleri feodalizmden, bu idâresâyesinde kurtulabilmişlerdir.

Prof. Dr. Kemal Karpat'ın, Dia-İslâm Ansiklopedisinde yazdığı "Balkanlar" maddesinde de ifâde ettiği gibi,Türkler, 1354 yılında, Gelibolu üzerinden Balkan yarımadasına geçerek 1361 senesinde Edirne'yi fethettikten sonra, başta üç küçük Bulgar krallığı olmak üzere feodal devletleri yıkıp Balkanlar'ı süratle ele geçirmeye başlamışlardır.

1389 Kosova Meydân Savaşı'yla Sırbistân Türk hâkimiyetine geçmiş, 1396 yılında Yıldırım Bâyezîd'in Niğbolu önlerinde Haçlı ordusunu hezîmete uğratması ise, Osmânlı Türklerinin Balkan hâkimiyetini perçinlemiştir.

Daha sonra,Fâtih Sultân Mehmed, 1463 yılında Bosna'nın fethiile Osmânlı idâresini, Dalmaçya sâhillerine kadar götürmüş ve İtalya'yı hedef alarak akıncılarını Trieste üzerine sevketmiştir.

Fâtih'in ölümünden sonra duraklayan Balkan fetihleri, Kânûnî Sultân Süleymân'ın Macar tehlikesini yok etmek için, 1521'de Belgrad Kalesi'ni alması ile yön değiştirmiş, böylece Katolikliğin hâkim olduğu Kuzey Dalmaçya, Kuzeybatı Hırvatistân ve Slovenya bölgeleri, Osmânlı hâkimiyeti dışında kalmıştır.Bu bölgeler daha sonra sırasıyla Macaristan ve Habsburg idârelerine geçmiş ve bu durumlarını, II. Dünyâ Savaşı'na kadar korumuşlardır.

Balkan yarımadasının, Osmânlı hâkimiyetine bu kadar çabuk girmesi ve bu hâkimiyetin yıllarca ciddî bir muhâlefetle karşılaşılmadan devâm etmesi; siyasî, sosyal ve kültürel sebeplere dayanmaktadır.Zira Osmânlı idâresi, Bizans ve Haçlılar'ın getirdiği feodal toprak rejimini ortadan kaldırarak arâzîyi, mîrî esâslar dâhilinde işletmeye koymuştur.Bu yeni rejimde toprak, uç beyleri ve sonra sipâhîler eliyle, devlet kontrolü altında işletilmiş ve bu şekilde köylünün yükü hafîfletilmiştir.Meselâ Bizans idâresi zamanında, yılda dört-altı ay efendisinin tarlasında ücretsiz çalışmak zorunda kalan Ortodoks Hıristiyân köylüsü, yeni toprak rejimi sâyesinde, bu yükten kurtarılmış, yalnız vergi (haraç, ispence) vermekle mükellef tutulmuştur.

Osmânlı idâresinin Balkanlar'a yerleşmesi, gerçek bir sosyal inkılâp meydâna getirmiş ve Ortodoks Hıristiyânlar, Katoliklik ile eşit gördükleri feodalizmden, Osmânlı idâresi sâyesinde kurtulabilmişlerdir.