Başarı Oyunu ve Derinleşen Eşitsizlikler

'Sıralamalar ve Ödülün Asimetrik Dağılımı' başlıklı bir önceki yazıda Peter Erdi (2020)'nin Barabasi'ye atıfla belirttiği gibi başarının bireyin kendi performansı ile ilgili olmadığına, tam tersine toplumun bireylerin performanslarını değerlendirmesi ile ilgili olduğuna değinmiştik. Bir başka deyişle bireysel performanslara dayalı olduğu varsayılan başarılar, bu performansların toplumdaki karmaşık ağ yapıları ile etkileşimine bağlı olarak toplum tarafından o performanslara ne kadar değer/itibar verildiği ile ilgilidir.

Elbette tüm bireylerin toplumsal bir itibar beklentisi ile performans sergiledikleri söylenemez. Öyle insanlar vardır ki bir performans sergilediklerinde olay bitmiştir ve sonrası önemli değildir. Niyeti toplumsal bir beklenti ile ilişkili değildir ve bu niyetle eylem yapıldığında hikâye orada tamamlanmıştır. Dolayısıyla toplumsal başarı beklentisi onlar için bir değer ifade etmemektedir. Bu kısım için Barabasi ve ekibinin yapacağı hiçbir şey yoktur. Kim ki bunun ötesine geçiyorsa orada artık Erdi'nin ifade ettiği gibi oyun kuramına göre oynanan bir başarı oyun alanına geçilmektedir. Ancak oyun tek başına bireyin oynadığı performansa dayalı bir oyun değildir. Oyunun kuralları ve çok sayıda görünen veya görünmeyen bileşeni vardır.

Performans Ölçülemediğinde Başarıya Ulaştıran Ağlardır

İşte Barabasi 'Formül: Başarının Evrensel Kanunları (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2022)' kitabında modern zamanlarda başarının nasıl elde edildiğini, bunun altında nasıl örüntüler bulunduğunu ve bunların ağlarla ilişkisini ve başarının nasıl ödüllendirildiğini detaylı bir şekilde değerlendiriyor. Barabasi birinci kanunu 'Performans başarıya ulaştırır, fakat performans ölçülemediğinde başarıya ulaştıran ağlardır' şeklinde ifade ediyor (Sh.27). Tabi bu ifade kitabın bağlamı düşünüldüğünde biraz eksik kalıyor, çünkü performans tek başına başarıya ulaştırmıyor, performansa sosyal ağlar yoluyla toplum tarafından değer verilmesi sağlanırsa yani bir toplumsal bağlama ulaşırsa başarı üretebiliyor.

Ancak sanat gibi performansın ölçülmesinin oldukça zor olduğu alanlarda ise tamamen ağlar devreye giriyor. Sanat galerileri, kolleksiyonerler, müzeler, sanat simsarları, eleştirmeler vb çok sayıda aktörün ve bunların gömülü olduğu ağların ürettiği değer verme ve fiyatlandırma süreci başarıyı belirliyor. Dolayısıyla, Barabasi'nin de vurguladığı gibi aynı noktadan başlayan ve benzer yeteneklere sahip iki sanatçı yaptıkları tercihler ve takip ettikleri kariyer yörüngelerine göre farklı görünürlüklere sahip oluyor ve farklı bir şekilde ödüllendirilebiliyor. Barabasi, özellikle sanat alanında çok sayıda galeri ve müze olmasına rağmen ödülü belirleyenin çok az sayıda galeri ve müze olduğunu belirtiyor ve bunların merkezi öneminin altını çiziyor (Sh.53). Bir başka deyişle, sanat yaşamınız başarıyı belirleyen bu az sayıdaki merkezle bir şekilde kesiştiğinde başarı kaçınılmaz olmaktadır.

Günümüzde her alanda buna benzer merkezler söz konusu olup bu merkezler görünürlüğün artırılmasının yolunu açmaktadır. İnsanlar çok satan kitapları okumayı, çok dinlenen müzikleri dinlemeyi, çok izlenen filmleri izlemeyi tercih etmekte, böylece bağlantı sayısı fazla olan, yani çok tüketilen nesnesinin bağlantı sayısı/tüketilme sayısı sürekli artmaktadır. Dolayısıyla başlangıçta bağlantı sayısı güçlü olanın sonrasında bağlantısının daha fazla artma ve ağda merkez/hub oluşturma olasılığı artmaktadır. Bir başka deyişle önceki başarılar gelecekteki başarıları belirlemektedir.

Performans Sınırlı İken Başarı Sınırsızdır

Barabasi'nin belirlediği ikinci kanun ise 'Performans sınırlıdır, fakat başarı sınırsızdır' şeklinde ifadesini bulmaktadır (Sh.59). Bir başka deyişle her alanda insanın performansının bir sınırı varken performansın harekete geçirdiği ağlar sayesinde başarı gelirse, verilen ödülde bir sınırlama söz konusu değildir. Dolayısıyla başarılı bilim insanının aldığı atıflar, başarılı bir romancının sattığı kitap veya bir sanatçının sattığı albüm sayısı, bir ressamın bir tablosunun fiyatı her bir alanda geriye kalan diğerlerinin elde ettikleri ile karşılaştırılamaz bir ölçekte anormal bir seviyeye yükselebilmektedir. Bir başka deyişle başarı ve ödül miktarı, benzer performans sergileyenlerin aleyhine az sayıda yerde toplanmaktadır.

Barabasi başarının birinci ve ikinci kanununu üçüncü kanun olarak ifade ettiği "önceki başarı x uyum gücü = gelecekteki başarı" ifadesi ile bir düzeltmeye tabi tutmaktadır (Sh.97). Böylece önceki başarı tek başına gelecekteki başarıyı belirlememekte, uyum gücü önemli bir değişken olarak devreye girmektedir. Böylece, oyuna yeni katılan bir oyuncu uyum gücü yüksekse başarılı rakiplerini yakalayabilmekte ve hatta geçebilmektedir (Sh.129). Uyum gücü performansla ilişkili gibi görünse de aslında aynı alandaki rakiplerin etkisini azaltan rekabet gücünü temsil etmektedir: 'Biz bu özelliğe, evrimden ilham alarak "uyum gücü" adını verdik. Bu uygun bir seçimdi. Çünkü uyum gücü "nitelik" ile eş anlama gelmez, tabii her ne kadar ona bağlı olsa da. Bir değer muhakemesi yapmak yerine uyum gücü bize bir ürünün özünde yatan; aynı alıcıyı, aynı seyirciyi ya da aynı hayran kitlesini hedef alan öteki ürünleri oyun dışı bırakabilme becerisini tespit edebilme imkânı verir.' (Sh.129-130)

Performans Normal Dağılırken Başarı Logaritmik Dağılmakta

Barabasi performans ve başarının dağılımı arasındaki bu uyumsuzluğu matematiksel olarak normal dağılım ile güç kanunu dağılımını kullanarak açıklamaktadır (Sh.83). Performans normal dağılım (çan eğrisi) göstermektedir. Buna göre performansın bir sınırı vardır ve başarıyı yakalayan performansa çok yakın olan çok sayıda performans bulunmaktadır. Az farkla yakalanan dolayısıyla performanstan bağımsızlaşan başarının getirileri ise güç kanununa göre logaritmik dağılmaktadır.