Öyle bir utanç vesilesi ki bu, yazısını yazmaktan, yürüyüşünü yapmaktan, tel'in etmekten utanır hale geldik. Söz eyleme dönüşmüyorsa susmalı değil mi Yürümek yolları aşındırmıyorsa neden sokaklara çıkmalı ki Lanetlemek fatura ödetmiyorsa çenesini kapatmalı değil mi Kurşuna dönüşmeyen cümle yerini çakıl taşının sertliğine bırakmalı… Yakmayan ateş sönsün, ısırmayan köpek havlamasın… Biz yazdıkça Gazze'de ölen insanların sayısı azalmıyorsa neden yazalım ki Her yürüyüşünüz, her eyleminiz oradaki aç insanların karnını doyurmuyor, yardıma giden insanların önünü açmıyor, İsrail'in, yardım götüren filoların üzerine ateş açmasını engellemiyorsa bırakın gitsin. En üst düzeyde, cumhurbaşkanları, krallar, başkanlar nezdinde yapılan kınama açıklamaları Filistinlilerin üzerine yağan bombaların, mermilerin sayısını azaltmıyorsa salın gitsin.
Ne yaparsanız yapın İsrail bildiğini okuyor. Çünkü hiçbir gücün kendisini durdurmaya yetmeyeceğini, çünkü sözün öldüğünü, yürüyüşün fiziksel yorgunluğun ötesine geçmediğini, lanetlemelerin iç kamuoylarını yatıştırmanın mutlak aracına dönüştüğünü biliyor. Siz aleyhime sayfalarca yazı yazın, ben yine aç bırakacağım diyor. Siz sokakları aşındırın, bağırın çağırın ben yine öldüreceğim diyor. Siz lanetleyin, kınayın, ne yaparsanız yapın bildiğimi okuyacağım diyor. Gazze'nin sahipsiz olduğunu Allah dışında tek bir koruyucusunun, hamisinin bulunmadığını bizden, herkesten önce İsrail biliyor. Aslında, bir bakıma, bırakın geri çekilmeyi, durdurmayı, korkutmayı, yazdığımız her yazı onları daha hırslandırıyor, attığımız her slogan onları daha hızlı davranmaya, kötülüğünü daha ivedi gerçekleştirmeye sevk ediyor. Halklar bir tarafa bırakılırsa devletlerin vicdanının çoktan öldüğünü, onun yerine uluslararası çıkarların, stratejik dengelerin gelip oturduğunu biliyor. Biliyor ki yöneticiler halklar kadar vicdanlı değil. Biliyor ki yöneticiler halkların sözcüsü değil, göz bağcısıdır. Biliyor ki yöneticilerin eninde sonunda düşündüğü şey Filistin'de kanın durması değil, kendi iktidarlarının sağlamlaşması. Ve şunu da biliyor: Belki bir zamanlar halk sokağa döküldüğünde iktidarlar kendilerinin sarsılacağını düşündüğü için az da olsa harekete geçmek zorunda kalıyordu. Ama artık siyasal sistemler o kadar otoriterleşti ki bırakın Doğu'nun, Ortadoğu'nun sokağa çıkan halklarını sindirmeyi, Avrupa'nın göbeğinde, Paris'te, Londra'da bile yürüyüşçülerin üzerine biber gazı sıkılabiliyor, insanlar gün ortasında yaka paça alınıp içeri tıkılabiliyor. İsrail, ne yaparsa yapsın yaptığının yanına kar kalacağını, çünkü yeryüzündeki hiçbir iktidarın meşruiyetinin kendinden kaynaklanmadığını, gücünü halkından almadığını, orada duruşunun içsel dinamiklerden beslenmediğini, tam tersine ABD ile İsrailli işadamlarının kollamasıyla yerinde durabildiklerini biliyor. Her durumda aç kalan, sefalete mahkum edilen, kolu kanadı kırılan, öldürülen Filistin halkının yanında olmanın dünya yöneticilerine fayda getirmeyeceğini, ABD ve İsrail'in yanında yer aldıklarında yerlerini koruyabileceklerini biliyor. Zaten öyle olmasa bildiğini bu kadar pervasızca okumaz, son bir hareketle Gazze'yi tamamen yerle bir edeceğini dünyaya ilan etmez.
Hani Gazze düşerse İstanbul düşerdi Hani Filistin'e yapılmış her saldırı alem-i İslam'a yapılmış sayılırdı Hani Gazze'nin dişi ağrısa ümmetin başı ağrırdı Evet Gazze düşüyor ve çok şükür İstanbul'da işler yolunda. Evet Filistin haritadan siliniyor ve geriye kalanların sınırları şimdilik güvende. Evet bırakın dişinin ağrımasını, Gazze'nin kafası kopartılıyor ve yoklayalım, hepimizin organları yerli yerinde… Kırmızı çizgiler ne de çabuk yeşile dönüşüyor…
İsrail neden korkar, ne zaman durur, İsrail'i ne durdurur Şu haliyle korkacağı tek bir kişi, tek bir devlet, tek bir organizasyon yok. O yüzden de duracağı yer bellidir: Kasap ya yorulunca veya et bitince kesmeyi bırakır. İsrail yorulmayacak, yeryüzündeki son Filistinli kendisine itaat edene veya öldürülene kadar zulmüne devam edecek. Kötülük de karanlık gibi duvara çarpmadığı sürece ilerler. Kötülük de karanlık gibi zemin ayırt etmez. Göreceksiniz zaptedilen son toprak Gazze, öldürülen son insan Filistinli olmayacak.