Her An Tetikte Hep Nöbette Olmalıyız!

Bu haftaki yazım, aziz milletimizin kaderinde bir kırılma noktası olan 15 Temmuz'a dair olacak.Sene-i devriyesini yaşadığımız o günün hatırına, şehitlerimizin aziz ruhları ve gazi milletimizin önünde saygı duruşumuzun ilanını; yediği ekmeğe, yürüdüğü toprağa ihanet eden hainlerin karşısında sıkılan yumruğumuzun sesini kaleme almaya çalışacağım inşallah sevgili okurlarım.Unutmadık o günü, unutmayacak ve unutturmayacağız da evelallah. O gün 15 Temmuz, evet!Sadece biz değil, bütün dünya topyekûn o gün ihanetin dirayet ve kahramanlıkla alt edilişine şahit oldu. Köprüleri kesilmiş, silahlı kuvvetleri teslim alınmaya çalışılmış, memleketin dört bir yanına lağım fareleri tünemişti. Binbir emekle zincirlerini kırmış asil bir millete ve onun lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a karşı şer odaklarının tümünün desteğini almış bir darbe girişimiydi o kara gece. O gece ki, tarih yeniden yazıldı. Çanakkale ruhu oradaydı, Fetih ruhu oradaydı. Ve o gece bir millet tarihinden aldığı feyz ile geleceğe yürüdü.Yapılmak istenen neydi O gecenin kanlı mimarları yükselen Türkiye'nin önüne set çekmek, küresel vampirlere oyuncak etmek istiyorlardı aziz vatanımızı. Kendi kendine yetebilme yolunda büyük adımlar atan Türkiye'ye çelme takma cüretinde bulunmuşlardı sefaletlerini şecaat zanneden asalaklar. Hem de bu milletin milli ve mukaddes değerleri ile alay ede ede o seviyeye geldiklerini ispat edercesine gösterdiler maskelerinin altındaki kalleş yüzlerini. Okyanus ötesinden aldıkları emirle, bu mübarek topraklara ihaneti görev addederek yollara çıkmışlardı. Kendilerine emanet edilmiş ya da sinsice ve türlü türlü şeytanlıklarla elde ettikleri rütbeleriyle ülkeyi bölmek ve parçalamak için akıyordu salyaları.Ama bilmiyorlardı tuzak kuranların en hayırlısının Allah olduğunu. Tanıyamamışlar bu milleti. Hem nasıl tanısınlar ki, onlar bu milletin düşmanlarıyla tanış olmayı tercih ettiler. Bu millet, geçit vermez Anadolu ruhudur. Bu millet, Balkanlar'ın sert ve çelik yürekli kahramanlarıdır. Bu millet, doğudan batıya, kuzeyden güneye topyekün bir asalet abidesidir. Bu millet, mesafe tanımadan, "vatan" dendi mi, koşa koşa yola revan olan, canı cebinde bir millettir."Meydanlara çıkın" çağrısını duyunca ve içindeki ilahi çağrışım kükreyince zulme duvar ördü, hain ve zalimlere derslerini verdi aziz milletimiz...Dersin adı "aklın varsa bu millete dost ol" idi! Aziz ve şerif vatanımız büyük bir girdaptan çıktı hamdolsun. Beka hareketinden muzafferiyet doğdu elhamdülillah.Tarihe şanlı bir sayfa daha açtık o gün.O gün izzet zillete bir kere daha galip geldi. Devlet-Millet yürüyüşü tüm asaletiyle meydanlarda, sokaklardaydı o gün.Tam yedi yıl oldu sevgili okurlarım. Şehitlerimizin