Yapay zeka ve yapay din

Daha önceki tarihsel dönemlerde hiç karşılaşmadığımız bir olguyla ve gelişmeyle günümüzde karşı karşıya bulunmaktayız. Yapay zeka dediğimiz teknoloji, hayatımızın her alanını radikal bir şekilde değiştirmekte, dönüştürmekte ve alt üst etmektedir. Yapay zeka, bütün alanlarda insanın kendi hayatı için oluşturduğu geleneksel temelleri sarsmanın ötesinde sürekli olarak yaratmakta ve yapaylaştırmaktadır. Kültür, siyaset, eğitim, ahlak, edebiyat, aile, hukuk, biyoloji, tıp başta olmak üzere yapay zeka, her şeyi dizayn etmektedir. İnsanlığın baskın kurumlarından olan dinde, yapay zekanın dönüştürücü, yapaylaştırıcı ve değiştirici gücünden etkilenmektedir.

Yapay zeka, insan tarafından insan için yapılan her şeyi yapaylaştırmaktadır. İnsan yapımı olan bütün siyasal, sosyal, dinsel, eğitsel, tıpsal, hukuksal ve kültürel kurumlar, gene insan dizaynı olan yapay zeka tarafından şekillendirilmektedir. Yapay zeka, insan üretimi olan bütün yapaylıkları yapay olarak değiştirmektedir. Yapay zeka, hayatımızdaki her şeyin yapay olduğu gerçeğiyle bizi yüzleştirmeye zorlamaktadır. İnsan hayatında yapay olmayan hiçbir şey yoktu ve yapaylaştırılmayan hiçbir şey kalmamıştır. İnsanın zekayı yapaylaştırması, belkide şimdiye kadar insanın yaptığı en büyük icattır. Yapay zeka, insanın bütün yapaylıklarını dizayn ederek yapay dediğimiz bir insani durumun ortaya çıkmasını sağlamıştır. Artık yapay zekayı, yapay insan ve yapay hayat kavramları içinde değerlendirmek mümkündür.

Geleneksel, tarihsel ve kültürel olarak din, insan hayatında çok baskın ve güçlü bir kurum olarak varolmuştur. Ancak günümüzde dünya nüfusu içinde kendisini din kurumuyla ilişkilendirmeyen, kendini herhangi bir dini kimlikle ifade etmeyen insanların sayısı hızla artmaktadır. Uluslararası araştırmaların önümüze koyduğu veriler, önümüzdeki yıllarda kendini bir dini kimlikle ifade etmeyenlerin sayısının küresel ölçekte önemli bir orana ulaşacağını göstermektedir. Amerika gibi ülkelerde özellikle gençler arasında kendisini hiçbir dinle ifade etmeyen gençlerin sayısında önemli bir artış gözlenmektedir.Yapay zeka teknolojisinin yoğun olarak kullanılmasıyla birlikte insanlar, dini hayatlarında, kimliklerinde ve kültürlerinde değişiklik yapma ve yeni durumlar yaratma konusunda daha motive ve mobilize olabilmektedirler.Dünyada yapay zeka teknolojisi yaygınlaştıkça, kendini herhangi bir kurumsal dinle tanımlayanların sayısında bir gerilemenin olması, ciddi bir olasılıktır.

Dini kurumlar ve yapılar, güçlerini ve etkilerini korumak ve devam ettirmek için din merkezli siyasal ve kültürel savaşların aktif parçası olabilmekte, Ortadoğu coğrafyasında din ve mezhep olguları savaşların kaynağı haline getirilebilmekte ve din kullanılarak Afrika ve Hindistan gibi yerlerde siyasal hakimiyet mücadeleleri sürdürülmektedir. Siyasetle bütünleştirildiği ve kültürel savaşlarının ana cephesi haline getirildiği zaman dini kurumlarının gücünün ve hegemonyasının yükselişte olduğu şeklinde bir izlenim ortaya çıkabilmektedir. Siyasal hakimiyet mücadelelerinin ve kültür savaşlarının ana merkezi olma konusunda çok başarılı olan dini kurumların, yapay zeka teknolojisi gibi çok önemli bir olguya yeni ve dinamik karşılıklar verme konusunda yetersiz kaldıkları ve ortaya koydukları girişimlerin tatmin edici olmaktan uzak oldukları görülmektedir. Dini kurumlar ve otoriteler, yapayzeka teknolojisi karşısında ne yapacağını bilememektedirler.