İnsanlığın özgürlük, hukuk ve barış temellerine dayalı medeniyet gelişimi, insanlığın en büyük kazanımıdır. Özgürlük, demokrasi, hukuk ve barış alanlarındaki insani kazanımlara yönelik tehditler ve yıkımlar, barbarlık denilen zihniyet, kimlik, doğma ve cehalet durumundan kaynaklanmaktadır. Barbarlık dediğimiz zihniyet, kimlik ve fanatizm durumu, kılıcı, kaleşnikofu, işgali, despotizmi yücelten, aklı inkar eden, kadını hor gören, köleliği kader olarak dayatan, demokrasiyle, bilimle ve özgürlükle hiçbir şekilde bağdaşmayan, modernlik karşıtlığı adı altında insanlığa, dünyaya ve doğaya savaş açan saldırganlığın, vahşetin ve yozlaşmışlığın adıdır. Barbarlık, bugüne dair değildir. Barbarlık, yüzyıllardır oluşturulan fanatizmin ve düşmanlığın, insanlığın modern medeniyetini bütünüyle imha etme girişimidir.
Kültür, kimlik, doğma, tarih ve zihniyet olarak barbarlık, yıkıcı bir insan doğurmuştur. Barbar insan tipi, kendini sürekli savaşa hazır bir savaşçı, dünyayı feth etmeye çıkan bir fatih ve kendisinden farklı olan bütün insanlara derin bir düşmanlık ve nefret duyan bir fanatiktir. Barbarlık, bir fetih, zafer ve hakimiyet teolojisi ve ideolojisidir. Değişik barbarlık zihniyetlerinin, teolojilerinin ve ideolojilerinin ortak noktası, hiçbir şekilde yenilmeyecekleri ve geriletilmeyecekleri, zafere ulaşmanın kendilerinin mutlak kaderi olduğu şeklindeki bir doğmayla motive olmalarıdır. Barbarlık, modern medeniyeti mutlaka yıkacağına ve kendisinin zaferinin kaçınılmaz olduğuna inanmaktadır.Barbarlığın karanlık tarafı, modern medeniyeti yıkmak, demokrasiyi ve özgürlüğü ortadan kaldırmak, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü yok etmek, soykırım ve katliamlarla sürekli olarak dünya hakimiyetini gerçekleştirmektir.Köhnemiş barbarlığın olduğu yerde, bilim, akıl, felsefe, sanat, demokrasi, hukuk ve barış yoktur. Savaşın ve şiddetin hakim olduğu coğrafyalara bakıldığında barbarlığın karanlık ve korkunç gerçekliği, bütün açıklığıyla ortaya çıkmaktadır.
Barbarlık zihniyeti, ırkçı, cinsiyetçi ve kölecidir. Kendi kullandığı dilin, içinden çıktığı kabilenin ve ırkın yüce ve kutsal olduğunu savunan barbarlık zihniyeti, kendi dışındaki halkları ve kültürleri köleleştirmenin, kadınları erkeklerin malı olarak kullanmanın hak ve ayrıcalık olduğunu iddia etmektedir. Barbarlık zihniyetini ırkçılığı, köleciliği ve cinsiyetçiliği üzerinden tanımak, anlamak, araştırmak ve açıklamak en sağlıklı yoldur.Irkçılık, kölecilik ve cinsiyetçilik üzerine kendini inşa eden bir barbarlık zihniyetinin, modern medeniyetin insani eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi değerlerini yıkmayı amaçlaması kaçınılmazdır.
Barbar zihniyet, hayvanlara karşı acımasızdır. Toplu olarak kedileri ve köpekleri öldürmek, içlerindeki karanlık ve kanlı güdüleri tatmin etmek için hayvan kanını akıtmayı ahlak ve erdem saymak, avcılık adı altında hayvanları ve kuşları avlamak gibi vahşilikler, barbarlık zihniyetinin pratikleridirler. İnsanlara karşı acımasız olan barbarlık zihniyeti, hayvanlara karşı da acımasız ve merhametsizdir.
Barbarlık zihniyetinin aklı ve kalbi katılaşmıştır. Barbarlık zihniyetine sahip güruhlar, kitaptan, okumadan, düşünmeden, felsefeden ve sanattan nefret ederler. Barbarlık zihniyeti, müzeleri yıkarlar, kütüphaneleri yakarlar, kitapları imha ederler, üniversiteleri kapatırlar. Barbarlık zihniyeti, mutlak doğru olduğuna inandığı yanılgılarına ve yanılsamalarına körü körüne bağlıdır. Barbarlık zihniyeti,, köhnemiş ve küflenmiş yalanlara ve yanılgılara kutsal hakikat muamelesi yapmaktadır.Bütün barbarlıklar, kutsal hakikat olduğu sanılan yalanlara, yanılgılara ve yanılsamalara dayanır.

14