Ahlak her şeyin ölçüsüdür!
İnsan, gelişi güzel davranarak yaşayan bir varlık değildir. İnsanın, doğaya ve diğer insanlara karşı sorumluluğu vardır. Kişi, bireysel ve sosyal ilişkilerinde sorumluluk, vicdan ve hak ölçütlerine uygun davranmak zorunda olduğu gibi, doğaya ve canlılara karşıda büyük sorumluluk içinde davranmakla yükümlüdür. Kişi, etik ve moral bir varlık olarak davranarak insanlığını ortaya koyar. Kişiyi, insan yapan değer, etik ve ahlaktır. Etik ve ahlakı ortadan kaldırdığınız zaman, kişiden geriye bir vahşi yaratıktan başka bir şey kalmamaktadır. İnsanı insanın kurdu yapan şey, ahlakın yokluğu ve ahlaktan yoksunluktur. Ahlak fakirliği, vahşeti ve şiddeti bollaştırırken barışı, hukuku ve özgürlüğü ise ortadan kaldırmaktadır.
Kişi, ilişkilerden oluşmaktadır. Kişinin kendisiyle, toplumla ve doğayla kurduğu ilişkileri vardır. Kişinin kendisiyle, doğayla ve toplumla kurduğu ilişkiler iki özne arasında kurduğu sahici ilişkiler olmalıdır. Bir ilişkiyi sahici anlamda Ben-Sen ilişkisine dönüştüren ölçü, ahlaktır. Ahlakın yokluğu, ilişkiyi iki özne arasında gerçekleşen ben-sen ilişkisi olmaktan çıkarmakta, ilişkinin iki nesne arasında yok olan bir ilişkisizlik durumuna dönüştürmektedir. Ahlakın varlığı sayesinde insan, özne olma konumunu koruduğu gibi, ilişki kurma kapasitesini de korumaktadır. Kişi, ahlak sayesinde insandır ve ilişkisel bir varlık olarak var olmaktadır. Günümüzde insanın nesneleşmesi ve ilişkilerin tükenmesinden söz etmemizin en önemli nedeni, insanın ve ilişkilerinin ahlaka dayanmamasından kaynaklanmaktadır. Kişi önündeki en çetin meydan okuma, varlığını ve ilişkilerini yeniden ahlaka dayandırması gerekliliğine tatmin edici ve sağlıklı cevaplar üretmesidir.
Bizler, ne olacak bu memleketin hali, din elden gidiyor, gençlik deizme yöneliyor, aile çöküyor gibi konuları konuşmayı çok seven bir toplumuz. Bu konuları konuşurken daha çok günlük siyasal polemikler, kısır ideolojik ve dini bakış açıları içinde bu soruları tartışmayı, kamplaşmayı ve çatışmayı çok seviyoruz. Herkesin böyle ciddi sorular hakkında konuşmayı marifet saydığı bir durumda herkes, bir konuda konuşmaktan dikkatle ve özenle kaçınmaktadır. Herkesin konuşmaktan ve tartışmaktan kaçındığı konu, ahlaktır. Kişiler, ahlaktan konuştukları takdirde kendi ahlaksızlıklarının ortaya çıkmasından korkmaktadırlar. Ahlaksızlık tablosunun yalın bir şekilde ortaya çıkmaması için yapay ve sığ sorunlar ve gündemler konuşarak insanlar akılsızlıklarını, kalpsizliklerini ve yozluklarını maskelemektedirler. Memleket, aile, din, ekonomi, eğitim, gençlik, çocuk, medya, siyaset, kültür, tarih kimlik ve üniversite gibi kavramlar ve kurumlar etrafında yapmış olduğumuz tartışmaları ahlak merkezli olarak konuşmadan, düşünmeden ve anlamadan, sahte maskelerimizi örtmek için verimsiz bir şekilde enerjimizi harcamaktan başka bir şey yapmamış olacağız.