Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz buyuruyor:

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." (Âl-i İmrân, 31)

Bu ayet bize apaçık gösteriyor: Allah'ın sevgisi, Peygamber'in sünnetine bağlılıktan geçer. Bugün ümmetin en büyük yanlışı, sevgiyi sadece dille ifade etmek, sünneti ise hayattan çıkarmaktır. Allah'ı sevdiğini iddia eden ama Efendimiz'in izinden gitmeyen bir toplum, aslında kendi kendini aldatmaktadır.

Sünnetten uzaklaşmanın sonuçlarını yaşıyoruz. Ahlak çökmüş, adalet kaybolmuş, merhamet unutulmuş… Çünkü hayatımızdan Peygamber'in örnekliği çıkarıldı. Oysa sünnet, sadece geçmişin bir hatırası değil; bugünün ve yarının diriliş reçetesidir.

Ümmet, Resûlullah'ın izini bırakıp Batı'nın yaşam tarzını örnek aldıkça zillete düştü. Çünkü Allah'ın sevgisi sünnetle beraber, Allah'ın yardımı da sünnete bağlıdır. Sünnetsiz bir İslam anlayışı, köksüz bir ağaca benzer; rüzgârda savrulur, fırtınada devrilir.