Mahlûka Ulaşanlar ve Hâlık'ı Unutanlar

Bir adam, hadis ilmiyle meşgul bir hocaya çıkışır:

"Batı'daki insanlar Ay'a ulaştı, sen hâlâ Buhari şerhi yapıyorsun!" der.

Hoca sükûnetle cevap verir:

"Onlar mahlûka ulaşmış, biz Hâlık'a ulaşmak istiyoruz. Lakin aramızda en büyük zarara uğrayan sensin; ne onlarla Ay'a ulaştın, ne de bizimle Buhari okudun."

Bu kısa diyalog, çağımızın en derin yarasını anlatıyor aslında…

İnsanlık, Ay'a, Mars'a, yıldızlara ulaşırken; kalbine, vicdanına, Rabbine ulaşmayı unuttu.

Bilim ilerledi, ruh geriledi.

Makine büyüdü, insan küçüldü.

Zeka arttı, hikmet kayboldu.

Evet, Batı Ay'a ulaştı…

Ama ne yazık ki insanlığın çoğu kendi içindeki karanlıktan çıkamadı.

Gökyüzünün sırlarını çözmek kolaydı; nefsin labirentinden kurtulmak zordu.

Buhari okuyan hoca, bir âlemi keşfediyordu — kalbin âlemini.

Oysa biz çoğu zaman gözümüzle gördüğümüze iman ediyor, kalbimizin görmesini ihmal ediyoruz.

Bir toplum düşünün:

İlimde ilerlemiş, teknolojide dev olmuş ama merhamette, ahlakta, adalette sınıfta kalmış.

İşte o toplum, göğe yükselse de yere çakılmış demektir.

Bugün nice insan "modernlik" adına Allah'ı unuttu.

Nice genç "bilim" bahanesiyle kalbini kararttı.