Toplumun en berrak aynası çocuklardır. Çünkü çocuk, anne ve babasının ruh hâlini, değer dünyasını ve hayata bakışını en saf hâliyle yansıtır. Özellikle bir kız çocuğu… Onun duruşu, edası, kıyafeti ve davranışı çoğu zaman annesinin gölgesidir.
Bugün sokaklarda, okullarda, sosyal medya ekranlarında gördüğümüz manzaralar aslında derin bir gerçeği fısıldıyor: Bir kız çocuğunun kıyafeti çoğu zaman annesinin iç dünyasının bir tercümesidir. Hele ki tesettürlü bir anne, kızını açık saçık giydiriyorsa; bu yalnızca bir ihmal değil, aynı zamanda kendi içinde taşıdığı bastırılmış arzuların, yönünü kaybetmiş değerlerin sessiz bir dışa vurumudur.
Rabbimiz Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrîm, 6)
Bu ayet, tesettürü sadece bir kıyafet değil; aynı zamanda bir iman sorumluluğu olarak gösterir. Anne önce kendi ruhunu korur, sonra evladının kalbini… Fakat bugün kimi annelerin kendi tesettürünü muhafaza ederken, kızını sergilenir bir vitrin mankeni gibi süsleyip sokağa çıkarması, dış görünüşten öte derin bir kimlik kırılmasının işaretidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) uyarıyor: "Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden sorumlusunuz." (Buhârî)
Bir annenin çobanlığı sadece yemek, temizlik ve okul düzeni değildir. Evladının mahremiyet bilincini, edebini, hayâ duygusunu ve kişilik gelişimini de korumaktır. Kız çocuğu bir emanettir; bu emanet süslerle değil, şahsiyetle güzelleşir.
Resûlullah'ın (s.a.v.) asırlar öncesinden haber verdiği tehlike bugün kapımızdadır: "Giyinik çıplaklar olacak. Kendi de fitneye düşer, başkalarını da fitneye düşürür." (Müslim)
Bu uyarı genç kızlardan önce, onları o hâle özendiren anneler içindir. Çünkü kız çocuğu kendiliğinden böyle bir giyinme tarzını bilmez. Ona "normal" diye sunan bir el vardır; bazen heveslendiren, bazen göz yuman, bazen de sessizce teşvik eden…
Asıl tehlike şudur: Anne kendi içinde biriktirdiği arzuları yaşayamayınca, kızının üzerinde gerçekleştiriyor.
Tesettürünü taşıdığı hâlde gönlünde tesettürü yaşayamayan anne, bunu kızının kıyafetinde dışa vuruyor. Kızın üzerinden bir "özgürlük" değil, aslında annenin kendi iç çatışması sahneye konuyor. Bu ise gelecekte hem anneye hem kıza ağır bedeller ödetebilecek ahlaki ve kültürel bir sapmanın habercisidir.

16