Hayâ Şartlarına Göre Giyinmek

Müslüman bayan hava şartlarına göre değil, hayâ şartlarına göre giyinir.

Bazı günler güneş yakar, hava bunaltıcı olur. İnsanlar serinliğin peşine düşer. Kimi gölge arar, kimi rüzgâr. Fakat Müslüman kadın bilir ki, onun giyimini hava değil, hayâ belirler. Çünkü hayâ imandandır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:

"Hayâ imandandır; hayâ gidince iman da gider." (Buhârî, Îmân, 16)

Bugün utanmak küçümseniyor, hayâ duygusu zayıf bir karakter özelliği gibi gösteriliyor. Oysa hayâ, bir Müslümanın ruhundaki asalettir. O duygu kaybolduğunda, iman da sarsılır.

Yüce Allah Nûr Suresi'nde şöyle buyurur:

"Mümin kadınlara söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, zinetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler." (Nûr, 24/31)

Bu ilahi emir, kadını sınırlamak için değil, yüceltmek içindir. Tesettür bir baskı değil, izzettir. Müslüman kadın, "Toplum ne der" diye değil, "Rabbim benden ne ister" diye düşünür. Onun örtüsü modaya değil, Allah'a bağlılığın bir işaretidir.

Bazıları "Hava çok sıcak, biraz hafif giyineyim." der. Fakat unutulmamalıdır ki dünyanın sıcağı geçicidir, ahiretin ateşi ebedîdir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurur:

"Cehennem ateşi, dünya ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir." (Buhârî, Bed'ü'l-Halk, 10)