Belalar Boşuna Değil

İlâhî hitap bazen merhametle, bazen de ihtarlarla gelir. Nur Suresi'nin 63. ayetinde Rabbimiz şöyle ikaz eder: "Onun (Muhammed'in) emrine aykırı davrananlar başlarına ya bir belânın gelmesinden yahut can yakan bir cezaya çarpılmaktan korksunlar!" Bu uyarı, sadece Peygamberimizin dönemindeki insanlara değil, kıyamete kadar gelecek bütün müminlere yöneliktir.

İnsanoğlu çoğu zaman Allah'ın emirlerini ve Resulünün sünnetini sıradan bir tavsiye gibi görür. Oysa bu emirler, hayatın merkezini düzenleyen, insana izzet kazandıran, ümmeti diri tutan ilâhî ölçülerdir. Onlara sırtını dönmek, aslında kendi geleceğini ateşe atmaktır.

Bugün toplumumuzda din, çoğunlukla kültürel bir süs gibi yaşanıyor. Emirlere riayet etmek yerine, hoşumuza giden kısımları alıp diğerlerini yok sayıyoruz. Oysa ayet açık: Bu tutum, bireysel ve toplumsal felaketlerin davetçisidir. Nice belalar, nice toplumsal çalkantılar, insanların Allah'ın ölçülerinden uzaklaşmasının neticesi değil midir

Ayette geçen "can yakan ceza" yalnızca ahirete dair değildir. Dünyada huzursuzluk, ailelerin dağılması, gençliğin yönünü kaybetmesi, toplumun değerlerden kopması… Hepsi birer manevi cezadır. İnsan, Rabbine başkaldırdıkça aslında kendi hayatını daraltır.

Şu hakikati unutmamalıyız: Allah'ın emrine uymak bizi kısıtlamaz, bilakis özgürleştirir. Çünkü insan nefsinin ve şeytanın esaretinden ancak ilahî vahye sığınarak kurtulabilir. Aksi takdirde birey de toplum da kendi elleriyle cezasını hazırlar.