Bir gün gelecek...
Bugün susanlar, o gün konuşacak. Ama artık hiçbir söz fayda etmeyecek.
Sad Suresi'nin yankısı gökleri titretecek:
"İşte bu, sizinle birlikte cehenneme giren bir başka kafile! Onlara 'hoş geldiniz' demeyin, çünkü onlar da ateşe gireceklerdir."
"Onlar da diyecekler ki: Asıl siz hoş gelmediniz! Siz bize bu azabı hazırladınız!"
Bugün Gazze'de çocuklar açlıktan ölürken, Sudan'da kardeş kardeşi boğazlarken, ümmet yine sessiz.
Bir yanda bombaların altında can veren bebekler, diğer yanda kahkahalarla dolu toplantı salonları...
Bir yanda kan, bir yanda konfor.
Ve birileri hâlâ menfaatin hesabında: "Zamanı değil", "dengeyi koruyalım", "ekonomimiz zarar görür"…
Ey susan ümmet!
Ey zulmün sponsorlarını "ticaret ortağı" diye meşrulaştıranlar!
Ey Siyonizme açıkça destek verenlerle el sıkışıp sonra Filistin için gözyaşı döken ikiyüzlüler!
Sad Suresi'nin bu ayetleri sizin için okunacak.
O gün birbirinize bakacak ve diyeceksiniz ki:
"Biz bu ateşi birlikte yaktık."
Bugün Siyonizmin kanlı ellerine mal satan, onların markalarını hâlâ evine sokan, onların şirketlerine servet taşıyan her bir el…
Yarın o eller ateşin içinde kavrulacak.
Çünkü bu sadece bir ticaret değil, bir imtihandı.
Ve bu imtihan kaybedildi.
Sudan'daki iç savaşta da aynı kirli el var; aynı çıkar, aynı sömürü.
Birileri o savaşın arkasında petrolün, madenin ve stratejinin hesabını yaparken, Müslüman çocuklar yine açlıktan ölüyor.

12