Aksa Tufanı direnişi üçüncü yılına girerken, tarihin akışı da yeni bir döneme tanıklık ediyor. Bu tufan sadece Gazze'nin dar sokaklarında, yıkılmış evlerinin enkazında değil; insanlığın vicdanında da büyük bir kıyamı başlattı. Çünkü bu tufan, Siyonizmin yüz yıldır taktığı sahte maskeyi yerle bir etti.

Siyonizm, yüzyıldır kendisini "mağdur", "korunmaya muhtaç" ve "medeniyetin temsilcisi" gibi yaldızlı kavramlarla pazarladı. Medya imparatorluklarıyla dünyayı kandırdı, uluslararası kurumları parmağında oynattı, devletleri tehditlerle hizaya getirdi. Ancak Aksa Tufanı ile birlikte bu sahte perde yırtıldı. Artık bütün dünya, Siyonizmin aslında bir işgal, sömürü ve soykırım ideolojisi olduğunu çıplak gözle görüyor.

Bugün Filistinli çocukların cansız bedenleri, yıkılmış hastaneler, hedef alınan camiler ve kiliseler; tüm insanlığa tek bir gerçeği haykırıyor: "Siyonizm insanlığın ortak düşmanıdır." Artık kimse "savunma hakkı" yalanına inanmıyor, kimse "demokrasi adası" masalını ciddiye almıyor. Tersine, dünya halkları ilk kez bu kadar gür bir sesle Siyonizme lanet okuyor.

Evet, devletler hâlâ çıkar hesaplarıyla sessiz, liderler hâlâ zalimin eteğine tutunmuş durumda. Ama halkların vicdanı uyanıyor. Latin Amerika'dan Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya milyonlarca insan meydanlarda tek bir hakikati haykırıyor: "Filistin özgür olacak!" İşte bu hakikat, yeryüzünün en büyük yalanını çöpe atan bir hakikattir.