ABD'nin ipiyle kuyuya inen, oradan çıkamaz. İsrail'in Katar'a yönelik saldırısı bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Katar, yıllardır Gazze'nin nefes borusu olmasına rağmen, aynı anda ABD'ye güvenerek hava savunma sistemleri ve F-35 uçakları satın aldı. Oysa bu güven, kendi celladına yaslanmaktan başka bir şey değildir. Çünkü o uçakları satan da, o sistemleri kuran da, yarın İsrail'in saldırılarını engellemek için değil, Katar'ı daha bağımlı kılmak için hareket edecektir.
ABD'nin ipiyle inilen kuyunun dibi yoktur. Katar, bugün ABD'nin milyonlarca dolarlık silahlarına sarılıyor, ama iş İsrail'in füzesine geldiğinde ne o sistemler çalışacak ne de o uçaklar havalanacaktır. Aynı yanılgıyı Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve diğer körfez emirlikleri de yapıyor. Onlar da ABD'nin güvencesiyle ayakta kaldıklarını sanıyorlar. Oysa hakikat apaçık: ABD'nin ipi, müttefiklerini kurtarmak için değil, esir etmek için vardır.
Amerika hiçbir zaman ümmetin derdini dert edinmedi, edinmeyecek. Onun tek gayesi İsrail'in güvenliğini sağlamak, bölgeyi parçalamak ve petrol zenginliklerini sömürmektir. Buna rağmen hâlâ ABD'ye güvenmek, akıl tutulmasıdır; izzet ve haysiyetten vazgeçmektir.
Katar'ın yaptığı hata, aslında bütün Arap emirliklerinin ortak hatasıdır. İzzeti Washington'dan, güvenliği Pentagon'dan, onayı Beyaz Saray'dan bekliyorlar. Oysa Allah'ın kitabı apaçık söylüyor: "Onları dost edinmeyin!" Ama körleşmiş gözler bunu görmek istemiyor.