Geçmeyen tehlike!

Son dönemde FETÖ ile mücadelenin geldiği nokta konusunda son derece çarpıcı açıklamalar vuku buluyor.

Bilhassa Danıştay'da FETÖ'cü hâkim ve savcılar ve ilgili alınan kararlar gündeme bomba gibi düştü. Danıştay 5. Dairesinin, FETÖ'yle irtibat ve iltisakları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 400'den fazla hâkim ve savcı hakkında göreve iade kararı verdiği, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) itirazının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda henüz gündeme alınmadığı hususu büyük endişe meydana getirdi.

Bu arada FETÖ elebaşının örgüt mensuplarıyla yaptığı bir söyleşisi, dikkatlerin tamamen bu noktaya kaymasına yol açtı. FETÖBAŞI, elemanlarının uzun zamandır büyük kırılma yaşadığını ümitlerinin söndüğünü belirttikten sonra yeni bir diriliş olacağına dikkat çekiyordu. Mehmet Akif Ersoy'un Peygamber efendimizin doğumu için yazdığı;

14 asır önce yine böyle bir geceydi,

Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi

Sözlerine atıfta bulunarak sanki sislerin dağılacağı intibaını veriyordu. "Oğullarınızı, kızlarınızı, hanımlarınızı haçlılara teslim edin" diyen zihniyetin, şanlı Peygamber efendimizin doğumuna atıfta bulunarak taraftarlarına seslenmesi kadar büyük bir garabet olamaz. Tabii ki anlayana!

Bu gelişmeler üzerine yaptığı çarpıcı açıklamaları ile tanınan, Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, çok ciddi bir uyarıda bulundu. Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da yaşanılan FETÖ kalkışmasının daha geniş perspektifli ve daha etkin bir tekrarına hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

FETÖ ile mücadele konusunda çok ciddi eksikliklerin bulunduğunu savunan Cihat Yaycı şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesinin, bürokraside ve kurumlarda karşılık bulmadığı kanaatindeyim. FETÖ ile mücadeleyi; Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilatımız, Jandarmamız ve kahraman birkaç savcımız yapıyor. Ama bu mücadele, sadece bu birimlerimize bırakılacak bir mücadele değildir. Bu mücadeleyi her kurum yapmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Yüksek Öğretim Kurulu, kendi içerisinde yapmalıdır. Sağlık Bakanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı, kendi içerisinde yapmalıdır. Çünkü bu örgütün; devlete ve kurumlara nasıl sızdığı itirafçı ifadelerinde ve daha önce FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilmiş kişilerin sosyal, mesleki ve eğitim hayatlarındaki kesişme ve anormallikler son derece sabittir..."

Bütün bu gelişmeler, endişeler ve uyarılar sonunda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 24 Şubat günü katıldığı bir TV programında savcı ve hâkimlerle ilgili kararlara da değinerek;

"Vatandaşlarımızda bir tereddüt doğdu. Acaba FETÖ ile mücadelede bir zaaf mı var, endişesi oluştu" dedikten sonra aynı kararlılıkla mücadelenin devam ettiğini ve edeceğini belirtti.

Ayasofya'da hutbe!

Aslında yetkililerimize bir türlü izah edemediğimiz husus FETÖ'nün dinî ve fikrî yapısıdır!.. FETÖ, gençlerimizi ve milletimizi dinî değerleri kullanarak avlamıştır ve belki hâlâ avlamaya da devam etmektedir. Dolayısıyla onun dinî yapısını, düşüncelerini ve fikirlerini anlamadan gerçek bir mücadele veremezsiniz. Yaptıklarınız sadece polisiye tedbirler olarak kalacaktır. Belki devlete karşı kinlendirmekten başka bir işe de yaramayacaktır.

Dolayısıyla bu noktada iş en başta Diyanet'e ve Millî Eğitim Bakanlığı'na düşmektedir.

Geçen hafta eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ayasofya'da hutbe okudu. Filistin üzerinden yeniden prim kapmaya başladı.

Soruyorum acaba kendisi FETÖ konusunda hiç hutbe okudu mu Buyurun kendisine önümüzdeki hafta FETÖ konusunda Ayasofya Camii'nde bir hutbe vermesini teklif ediyorum. Diyanet TV de o hutbeyi canlı olarak versin bakalım ve millet dinlesin. Bunlar yeniden prim yapmak ve bir yerlere şirin gözükmek için tekrar meydana çıkmasınlar. Ucuz kahramanlıkların peşinde olmasınlar.

15 Temmuz'da şehit verdiğimiz 250 vatandaşımız ve binlerce yaralımız böyle kolay mı unutulacak!

Mehmet Görmez'in DİB'de başkanlık ve başkan yardımcılığı görevleri yaklaşık 16 yıl sürdü (2003-2017). Bu uzun müddet zarfında bir kez olsun kitleleri FETÖ konusunda uyardı mı

En sonunda sayın Cumhurbaşkanı Diyanet'i sert bir dille ikaz ettiğinde FETÖ'nün dinsizliğini gözler önüne seren bir raporu piyasaya sunup çekilip gitmişti.

İbretle düşününüz ve değerlendiriniz. Evet o raporda 1976'lardan alarak 2016'ya kadar FETÖ'nün eserlerinden ve konuşmalarından alıntılar yaptıktan sonra İslam dairesinin dışına çıktığını net bir şekilde belirlediler. Şimdi düşünelim. "Koskoca Diyanet camiası olarak bu örgütün dinsizliğini 40 sene sonra mı gördünüz, siz o tarihlerde nelerle uğraşıyordunuz" demezler mi adama

İşin en fecaat kısmı ise bu raporu hazırlayanların adı hâlâ açıklanmadı! Neden gizliyorlar, niçin açıklamıyorlar bilmek hakkımız değil mi

DİYK üyelerine sesleniyorum!

Ey Diyanet yetkilileri: O raporun adı altında kimlerin imzası var. Açıklayın lütfen!..

Peki bu tarihin en korkunç örgütünün dinsizlik fikirleri halka anlatılabildi mi Bırakın anlatmayı Diyanet yetkilileri biliyor mu Açıkçası bu konuda DİYK üyelerine bir brifing vermek isterim.

Abant toplantılarında hangi kararlar alınıyordu