İslâm ülkelerinin başında bulunanlara çağrı!

" ey İslam ülkesi liderleri; bir gün bulunduğunuz zirvelerden siz de yokluğun uçurumuna savrulup gideceksiniz"

A.Sezai Karakoç

Ahmet Sezai Karakoç

İkinci Yeni şiirinin uç beyi, yeni mistik şiirin kıyas kabul etmez şairi, tevazu ve beyefendiliğin kalesi...! Topluma aşıladığı birlik bilinci ile ne kadar büyük bir düşünür olduğunu ortaya koymaktadır.

Türk şiirinin efsanelerinden Sezai Karakoç "Yıkılmış ve yeniden doğmaya çalışan bir toplumun, bir kültürün, yıkılmış ve yeniden yapılan bir şehrin ve savaşın; siyasi, sosyal, ekonomikyıkıntıları içinden doğrulmaya çalışan ve topluma yol göstermeye çalışan şiirleriyle"tarihe kayıt düşmüştür..!

Zaman zaman Türkiye'deki siyasilerin ve Cumhur İttifakı lideri Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da her konuşmasında hemen hemen şiirlerinden toplum meselelerine yönelik mesajlar verdiği bana göre asrın mühim bir BİLGE'si olan S. Karakoç, Türkiye'nin milli meseleleri ile ilgili pek çok tespitler yapmış benim de yazılarıyla kendisini örnek aldığım değerli milli ve yerli bir düşünürümüzdür..!

Bugünkü yazımda benim de yıllar önce 1980'li yıllarda devlet görevleri sırasında görev yaptığım doğu güneydoğu ve sınır ötesi Musul, Kerkük, Bağdat yanında Suriye görevlerinde Lübnan, Beyrut, Filistin ve daha pek çok sahadaki gözlemlerinde o yıllarda bölgenin en turistik turizm bölgesi adı altında "dünyanın o yıllara göre en çok uçak sirkülasyonunu olduğu en büyük kumar ve eğlence merkezlerinin bulunduğu İslam'ın birinci kıblesi olan bu bölgenin bu halini sonunu hep merak edip düşünürdüm..!

Ne yazık ki İslam Birliği veya Arap Birliği diye bir araya gelen devletler bu yazının yazıldığı ana kadar bu bölgedeki problemleri dindirmek için "konuşmaktan, bölgede soykırım yapan İsrail'i kınamaktan" başka bir şey yapamamışlardır..!

Arap ülkeleri ve İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatları bu konuda havanda su dökmekten öteye bir adım atmadıkları gibi yazılan bu meseleleri de maalesef gündeme taşıyamamaktadırlar!!

İİT devletleri ve Arap devletleri bir gün tam bağımsız olduklarında bu konunun çözümü mümkün olacaktır diye görünmektedir..!

Ben bir süredir Filistin meselesi ile ilgili de yazı yazmıyorum..!

Çünkü bunu devletler çözebilecek vatandaşın kalemi ve kelamı ile yapabilecekleri mahduttur ambargoları ve boykotları yapacak çözüm önerilerini sunacak devletler ve onların liderleridir..!

Aynı düşünceye sahip olduğumuz bu bilgileri doğrulayan S. Karakoç'un 33 sene önce yazdığı Filistin'le ilgili makaleyi aynı duygularla defalarca yazan biri gibi paylaşmak istiyorum..!

"EYYYYYYYYY.. .Tüm İslam ülkelerinin başında bulunanlar size sesleniyorum.

Bulunduğunuz yere nasıl geçmiş olursanız olunsize sesleniyorum ve diyorum ki, görevinizi yapın..!

Bu görev nedir

Bu görev, derhal bir araya gelip bir "SAVUNMA ANLAŞMASI" yapmanız ve bunu harfi harfine uygulamanızdır. Yani herhangi bir İslam ülkesine saldırı olursa, ona hep birden karşı koyma hususunda anlaşmak durumuyla karşı karşıyasınız.

.

Ey krallar, hükümdarlar, başkanlar, cumhurbaşkanları! Saniyelerin kıymetli anlarını yaşıyoruz.

Vakit kaybetmeyiniz, bir araya geliniz, İslam ülkelerinin sigortası gibi, kutlu savunma anlaşmasını derhal imzalayınız.

Bunu yapmadığınız takdirde, talihsiz halkların çocukları, kıyamete kadar, tarihle birlikte bu ihmalinizi elbet hayırla yâd etmeyeceklerdir.