Kimi yerde umut sessizce büyüdü, kimi yerde tereddüt içimizde. Bazen rakamlar konuştu, bazen suskunluklarımız. Aylar aktı, kelimeler değişti, vicdan dijitalleşti. Geriye kalan ise yaşananlardan süzülen küçük ama kalıcı izler...
Yılın enlerini değil, zamanın tek çırpıda ne hissettirdiğini bırakıyorum aşağıya. Hepimizin başka duygusunu, hikayesini, dünyasını bilerek…
Yılın En Başarılısı: TÜİKEnflasyon tahminleri üzerinden zaman zaman merdiven altı istatistik grupları tarafından hedef alınsa da Türkiye İstatistik Kurumu, uluslararası alanda kendini kanıtlamış bir kurum. Eurostat tarafından düzenlenen Avrupa İstatistik Ödülleri yarışmalarında elde edilen birincilikler ve dereceler; TÜİK'in doğruluk, yeniden üretilebilirlik ve yenilikçilik alanlarında Avrupa standartlarında çalıştığını gösteriyor. İçeride tartışılan, dışarıda ödüllendirilen bu tablo; istatistiğin sloganla değil, yöntemle ölçüldüğünün altını çiziyor.
Yılın En Kararsızı: MERKEZ BANKASIBir türlü tutmayan enflasyon hedefleri, yüksek faiz politikasının her sokak başında ürettiği belirsizlikler, art arda gelen konkordatolar ve reel sektörle finans arasında linkleri kopan kredi kanalları… Karar vermekten çok kararsızlığın yönetildiği bir yıl…
Yılın En Bakanı: MURAT KURUMDepremin ardından geriye sadece yıkılmış binalar değil, yarım kalmış hayatlar kalmıştı. Sosyal konut projeleriyle uzun süredir güven inşa eden Murat Kurum, deprem bölgesinde 455 bin konutla yalnızca barınma ihtiyacını karşılamadı; yaraları sardı ve yüz binlerce insana yeniden "yarın" duygusunu kazandırdı. "Yaparsa reis yapar" sözü bu kez bir slogan olarak değil; alın terinde karşılık bulan emek, takvime bağlanan sözler ve tutulan vaatlerle somut bir gerçekliğe dönüştü.
Yılın En Asgarisi: ASGARİ ÜCRETNominal olarak "artış" hanesine yazılsa da fiyat istikrarının sağlanamadığı bir iklimde asgari ücret; kiranın, ulaştırmanın ve gıdanın gölgesinde kalan bir rakam olarak kaldı. Onca sessiz mücadeleye ve beklentiye rağmen asgari ücret, ücret–fiyat sarmalının en masum tarafı olmaya devam etti. Bu yıl da asgari ücret, yetmeyenin adı, yetmediği hâlde idare etmesi beklenenin kendisi.
Yılın En TERÖRSÜZ TÜRKİYE'Sİ"Terörsüz Türkiye" beklentisi, toplumda güçlü bir karşılık bulurken; bu sürecin terör propagandasının gölgesinde kalmaması gerektiği de açık bir hassasiyet olarak öne çıkıyor. Çünkü kamuoyunda desteklenen şey, romantize edilmiş bir söylem değil; şiddetten arınmış, net, tavizsiz ve kalıcı bir güven ortamı talebi. Areda Survey'in açıkladığı Yüzde 51,6'lık destek ile yüzde 48,4'lük temkin arasındaki fark, Türkiye'nin barışa olan isteğinden çok, hafızasının ne kadar diri olduğunu gösteriyor. Toplum istiyor ama propagandasız, pazarlıksız ve açık kapısız…
Yılın En Başarısız Seçim Kampanyası: KUZEY KIBRISKuzey Kıbrıs seçimleri, yeni bir rakibin değil; aynı aklın kendi kendini yenmesinin kayda geçtiği bir örnek oldu. İstanbul'da, Ankara'da tutmayan kampanya dili bu kez Lefkoşa'da da sahne aldı ve sonuç değişmedi. Yerel gerçekleri ıskalayan, ekonomik sıkıntıları arka plana iten, seçmeni hâlâ ezber sloganlarla ikna edebileceğini düşünen bu aydın anlayış sandıkta karşılık bulmadı.
Yılın ENstitüsü: ENSTİTÜ SOSYALEnstitü Sosyal, bu yıl yalnızca analiz üreten değil, ilke koyan bir yapı olarak dikkat çekiyor. Dünyada bir ilk olan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi ile sosyal medyanın hızına, algoritmaların hoyratlığına ve dijital karmaşaya karşı net bir duruş sergiledi. Çocukları dijital dünyanın "kullanıcısı" değil, hak öznesi olarak tanımlayan bu yaklaşım; akademiyle sahayı, ilkeyle pratiği buluşturma çabası olarak öne çıkıyor.
Enstitü Sosyal, bu yıl "ne konuşalım"dan çok, "nerede duralım" sorusuna cevap aramışa benziyor.

13