Üsküdar'a geçmek

İnatçı Keraban (Keraban le Têtu), Fransız yazar Jules Verne'in kaleme aldığı, 1883 yılında yayımlanmış macera romanıdır.

Konusu II. Mahmut döneminde, Osmanlı sınırları içindeki topraklarda geçer. İstanbul, Trakya, Balkan kıyıları ile Anadolu'nun, Gürcistan, Ukrayna ve Rusya'nın Karadeniz sahilleri romanın geçtiği mekânlardır. Olaylar, çok inatçı ve eski kafalı İstanbullu bir tütün tüccarı olan Keraban Ağa'nın başından geçenler çevresinde oluşur.

Hollandalı tütün tüccarı Van Mitten ile uşağı Bruno bir ramazan günü İstanbul'a gelirler. Herkes oruçlu olduğu için İstanbul kenti, terk edilmiş bir şehir görüntüsündedir. Van Mitten ile Bruno, İstanbul'da dolaştıktan sonra Jan Van Mitten'in arkadaşı olan İstanbullu tüccar Keraban Ağa ile buluşurlar. Birlikte, ağanın Üsküdar'daki konağına akşam yemeğine gitmek üzere yola çıkarlar. Ancak tam da o gün boğazda karşıdan karşıya geçen tekneler için yeni vergi konmuştur. Keraban Ağa 10 paralık bu vergiyi ödememeye kararlıdır. Bunun için de Üsküdar'a Kırım ve Kafkasya üzerinden dolaşarak gitmeye karar verir. Van Mitten ile uşağı Bruno'yu da yanına alarak atlı araba ile bir ay sürecek bir Karadeniz yolculuğuna çıkar. Keraban Ağa, demiryolu gibi yeni ulaşım yollarını ve deniz tuttuğu için mecbur kalmadıkça denizyolunu kullanmayı reddetmektedir. Şaşırtıcı olaylarla geçen yolculuğun ardından İstanbul'a varılmasıyla roman son bulur.

Ekrem İmamoğlu'nu inatçılığı ve kararlılığı ile inatçı Keraban'a benzetiyorum. Ama İmamoğlu, tutucu Keraban'ın tersine çağının çağdaşı, geniş ufuklu bir siyasetçi. Konu Üsküdar'a geçmek ya burada durup R.T. Erdoğan'ı anımsamamız gerekiyor.

Anımsayalım: 20 Ocak 2017'de beşte üç oy sayısı 330'u aşarak 339 oy toplayan anayasa değişikliği teklifi Meclis'ten geçerek referandum kararı verildi. Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), oylamalar sırasında gizli oy kullanılması gerekirken açık oy kullanılması gibi çeşitli usulsüzlükler yaşandığını ileri sürdü. Ama anayasa ve yasalara uymamak çoktan AKP için bir yöntem olmuştu.

Anımsayalım: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan 2017 tarihinde anayasa referandumu sonuçları üzerine basın toplantısı düzenledi. Daha sonra Huber Köşkü önünde toplananlara seslendi."Şimdi bazı televizyonlarda falan, aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var. Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti haberiniz yok" dedi ama bu aynı zamanda anlambilime göre bir yolsuzluk itirafıdır.

Ekrem İmamoğlu atı almadan, köprü üzerinden Üsküdar'a geçecek. Kendisini birkaç kez İstanbul'da yenen İmamoğlu şimdi cumhurbaşkanı adayı. Yedi canlı sanki: Vuruyorsun vuruyorsun, bana mısın deyip derhal ayağa kalkıyor. Son konuşmalarından birinde "ecel"den söz ederek ebediyen iktidarda kalma niyetini ilan eden Erdoğan, İmamoğlu'nun artık CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olduğunu öğrenince iyice "bozuldu". Ve dönüp onu cumhurbaşkanı adayı yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e saldırdı. Basından aktarıyorum: