Şiir günü

Kavun acısıBu kavun acısı gelecektir bu kavun acısı geçecektir demir tavını bulacaktır ağır kuru ve gebe bir sesle çekiç örse vuracaktır karımın devsel yeşil gözleri öfkenin şiirini yazacaktırKavun acısıkışın ilk sesidir camlardayazın boş bir okul avlusunda birikmesidir,unutulmuş bir kalemdir öğretmen masasındagülen ayvadır ağlayan nardırbir umut sürgünüdür Dicle boyundakavun acısı gelecektirkavun acısı geçecektirkırağı gibi dalların üzerindenbir al turna gibi tüfeğin önündensu gibi damlayacaktırve dağlayacaktır yalım gibikavun acısı geçecektirkiraz zamanı gelecektirÇünküsaat çalışır ve tamamlar günü bir kan damlar kaldırımın üzerine bir daha bir daha damlar acı yağmur suyuna karışır bir adam durur direğin dibinde boynu kıldan ince bir adam saat vurur yürek atar kan damlar atar sigarasını adam ezer böcek gibiatar sigarasını adam ezer yazgı gibi atar sigarasını adam, çünkü bir yerlerde beyaz mügeler açmaktadır incir sütü biber gibi yakmaktadır ak döşekler diken gibi batmaktadır dağlar dağlar dağlar çağırmaktadırTürkünün yurdu insanın yüreğidirtürkünün yüreği insanın belleğidironlar senin türkünü anlamazlartürkün bütün sularda yıkanmıştırbütün otların ince tadını bilirbütün zindanları özgürlüğe çevirmiştironlar senin türkünü anlamazlarçünkü onlargak deyince etguk deyince su isteyenAnka'dırlar Kavun acısı geçecektir kiraz zamanı gelecektir bu kütük çiçeğe duracaktır karımın devsel yeşil gözleri öfkenin şiirini yazacaktır.(Aydın, 2.4.1967)Elmanın TarihiElmanın hızını düşün Tomurcukları gördün bir sabah tomurcukları düşün saniyede 300.000 kilometre yol alan hızda sayısız güneşlere bölünüyordu sayısız su kabarcıklarınaÇiçeklerini gördün bir sabah çiçekleri düşün güneşin inatçı gücünü erguvan tülünü ilkyazın tutsak insanları ölü çocukları hedefe giden merminin hüznünü köyleri kentleri kasabaları düşün çiçekleri düşün hepsinin düşleri bir ama hepsinin düşleri ayrı Yeşil tüylerini gördün ilk patlamada yeşil tüyleri düşün bir şey olmayacakmış gibi duran tüyler dengeli bir coşkuyla bekleyip kafa tutarak yelin bağrına gümüş kakmalar döken yeşil tüyler onları düşün İlkyazda durumu bu elmanın yeşil kırmızıya dönüşecek kırmızı tada dönüşecek ve sonra doludizgin bir koku ve elmanın doruk noktası: Yumruktan küçük ve yuvarlak kabuğu parlak ve sert kırmızıdan yeşile kadar türlü renkte kokusu hoş tadı tatlı ve mayhoş Dokusu gevrek ufak çekirdekli Gülgiller'den Elma. Elmanın hızını düşün Elini uzatsan elindedir yere düşerse çürür ayrışır ve çekirdekleri yayılır toprağa toprağın dölyatağına Elma çürür ama öcünü içinde taşır bir filiz olmanın bir ağaç olmanın öcünü Döllenmenin hızını düşün yeşermenin hızını yeşilin kırmızının mayhoş tadın ve kokunun dalından düşmenin ve çürümenin hızını Saniyede 300.000 kilometre yol alan hız benim dışımda benden ayrı bana karşı parmak uçlarımı karıncalandıran uygar sıcaklık sevgilimin yeşil saçları gibi yığılan ölümün sakladığı dirim ertelenen dirim benim yaşama tarzım bu benim direnmem bu benim... değişmem delidumanlığım zorbalığım ölümsüz ve benden bağımsız bir başka şey bu beni saran beni sarsan bir bengi salgı Elmanın hızını düşün sevgilim seni beklememin hızını düşün.(Muğla, 5.8.1968)Zorba ve Ozan47.Size boyun eğmeyi öğrettim, dedi Zorba, sağır ve dilsiz aklın uçurumlarında;boş yere acı çekmişsiniz bir hayal için.Gözyaşları