Ortak Vatanx27;mış

Sözcükler "tekin" değildir yanlış kullanıldıklarında öylesine tepki gösterip öç alırlar ki adamı eşek tepmesinden beter ederler!... Bunlardan biri, Hürriyet gazetesinde yazı yazan Ahmet Hakan...

AKP iktidarının tutsak sayıp mahpus damına attığı parti genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın bir demecini yazı konusu yapmış... Vikipedi'nin yazdığına göre Demirtaş'ın özyaşamöyküsü şöyle:

"(d. 10 Nisan 1973), Zaza asıllı Türk siyasetçi, avukat ve yazardır.

2010'dan 2014'e kadar Barış ve Demokrasi Partisi'nde ve 2014'ten 2018'e kadar Halkların Demokratik Partisi'nde eş genel başkan olarak görev aldı. 4 Kasım 2016'dan beri Edirne Cezaevi'nde tutukludur. Demirtaş, Mayıs 2023 seçimlerinden sonra siyaseti bıraktığını açıkladı."

Ahmet Hakan'ın yazısını aynen aktarıyorum:

Selahattin Demirtaş'ın iç cephe manifestosu

Şöyle diyor Selahattin Demirtaş, önceki gün verdiği mesajda:

Bizler Türkiye toplumu olarak bu dönemde bir ve beraber olacağız.

Olası risklere, saldırılara, provokasyonlara karşı gerektiğinde Edirne'den Hakkâri'ye kadar 86 milyonluk bir halk ordusuna dönüşeceğiz.

Ortak vatanımızı canımız pahasına savunacağız.

Kendi iç sorunlarımızı kendi aramızda karşılıklı güven çerçevesinde ve kardeşlik ruhuyla çözeceğiz.

Bunun dışındaki her arayış felaket getirir.

İç cephenin sağlam olması gerektiği bir dönemde...

Ama demeden, hiçbir şart öne sürmeden iç cephe çıkışı yaptı

Selahattin Demirtaş.

Bu manifestodan benim çıkardığım asıl sonuçlar şunlardır:

- Hapiste de vatansever olmak mümkünmüş.

- Hapiste de ülkenin birliğini dert edinmek mümkünmüş.

- Hapiste de milletin yararına bir duruş sergilemek mümkünmüş.

Yazıma başlarken "Sözcükler tekin değildir" dedim ya, Ahmet Hakan'ın pek beğendiği "Manifesto"da bir sözcük, "ortak", intikam almak için hemen öne çıkıyor: "Ortak"lık şirketlere özgü bir niteliktir. Örneğin: "Ali ile Ayşe ortak ana-babanın (ortak) çocuklarıdır" demezsiniz ama "Ali ile Ayşe aynı ana-babanın çocuklarıdır" dersiniz. Her sözcüğü her cümlede kullanamazsınız.

Vatan, vatandaşların anonim, kolektif ya da komandit şirketi değildir. Türkiye bir yapı kooperatifi mi ki "iki ortağın" vatanı olsun Üst kimliği oluşturan halk ile alt kimliği oluşturan yurttaş vatandaşların vatanıdır Türkiye. Boşnak, Arnavut, Kürt, Laz, Çerkez, Pomak, Çingene, Türk diye etnik sayım yapılmaz, yapılamaz. Tamamı vatandaştır!!! Vatandaşlık sıfatı etnisiteyi kabul etmez.

Örneğin Fransa'da Breton, Katalan, Bask, Korsika, Alsas (Alman), Kreol (Karayip), Malenezya, Kanak, Guyan, Flaman, Oksitan, İtalyan kökenli toplulukların yaşar ve gündelik hayatta kendi dillerini konuşur ama kimliklerinde ve pasaportlarında "Fransız" oldukları yazar. Fransa ve denizaşırı topraklarında yaşayan vatandaşların resmi dili Fransızcadır. Anayasanın 2'nci maddesine göre resmi dil ve eğitim dili Fransızcadır. (La langue de la Republique est le français). Bizim anayasanın 3. maddesinde de şunlar yazar: "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir." Buna göre Türkiye Devleti'nin sadece ülkesi değil milleti de bölünemez. Yani "Türk milleti" bir üst kimliktir. Alt kimlikler üniter ulus devlet anayasasında yer almamıştır, almazlar.

Aynı anayasanın 3. maddesine göre Milli egemenlik Fransız halkına aittir. Halkın hiçbir parçası ve hiçbir fert milli egemenliğin kullanılmasını kendisine izafe edemez, tıpkı bizim anayasada olduğu gibi.

Anayasanın ilk dört maddesi ile 174. maddesi değiştirilemez.

Selahattin Demirtaş, "Bizler Türkiye toplumu olarak bu dönemde bir ve beraber olacağız" demekte... "Türkiye toplumu" diye bir şey yoktur. Türkiye'nin anayasal toplumunun adı "Türk toplumu"dur. Anayasaya göre Türkiye adlı vatanda yaşayanlara Türk toplumu denir. Anayasanın buyruğunu bir zorunluluk saymanın şovenlikle ilgisi yoktur. Vatandaşlık bilinci "Türk toplumu" adıyla anmayı gerektirir.