N'olacak şimdi
İmralı Adası'nda tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden (DEM Parti) bir heyet tarafından 27 Şubat'ta kamuoyuyla paylaşılan çağrısında PKK'ye, "tüm grupların silah bırakması ve örgütün kendini tasfiye etmesi için kongre toplayıp karar alma" çağrısı yapmıştı.
PKK, Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı örgüte yönelik silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı doğrultusunda ateşkes ilan ettiğini duyurdu ve ateşkesin 1 Mart'tan itibaren geçerli olacağı açıklandı. Dikkat ederseniz PKK, Abdullah Öcalan'ın talimatına tam anlamıyla uymadı: Sadece "ateşkes" ilan etti. PKK hâlâ silahlı bir örgüt. Ve mutlu barış senaryosunun en önemli yanı eksik: Silah bırakıp kendini tasfiye eden PKK'nin yaşayan bütün yönetici ve militanlarının yasal durumu ne olacak TBMM'de bütün PKK örgütünü kapsayan bir af yasası çıkmayacak mı Çıkacaksa silah bırakmadan önce mi, sonra mı Doğal olan geriye alınamayacak bir af yasasının önceden çıkması.
Televizyonculuk mesleğine 1970 yılının 1 Ocak günü metin yazarı sıfatıyla başladım. Bu mesleğin doruğu senaryo yazarlığıdır. Bu nedenle bir olayda, bir olguda kurgu eksikliği, yanlışlığı var mı hemen anlarım. Bu nedenle Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'ı, eniştem beni neden öptü misali, TBMM'de konuşma yapmaya davet etmesi; Abdullah Öcalan'ın çağrısının içeriğine katıldığını ve çağrının gereklerine uyacağını ilan eden Kürt ayaklanmasının örgütü PKK'nin silah bırakmadan, kendini iptal etmeden sadece ateşkes ilan etmesi hiç de güven verici değil. Demek ki PKK, Abdullah Öcalan'a itaat etmemekte.
Bütün bunlar senaryo kokuyor ve olanlar "Ben senaryoyum" diyor. Üstelik henüz filme çekilmesi epeyce zor, tiyatroda sahnelenmesi için yetersiz bir metin. Üstelik masanın en azından bir bacağı eksik. Bakın neden
Irak savaşı sırasında Hürriyet gazetesindeydim. Gazete Yalçın Doğan'la beni Irak'a gönderdi. Savaşı Yalçın Doğan'la birlikte "double check" (çifte bakış) yazacaktık. Bize Diyarbakır'da DHA muhabirleri Faruk Balıkçı ve Ferit Aslan da katıldı. Irak seferini 18.07.2003-29.07.2003 tarihleri arasında Hürriyet gazetesinde yazdım. Yazılar daha sonra "Türkiye'nin Sırat Köprüsü Açılım Masalı"1 adlı kitabımda yayımlandı. Kitabımın 275. sayfasından okuyalım:
"Ya Erbil'de ya da Süleymaniye'de Faruk ya da Ferit dört sütun gösterdi ve 'Abi bak bu dört sütun Irak, Türkiye, İran ve Suriye Kürtlerini temsil ediyor. Dördü birleştiği zaman tepeleri birleştirilecek' dedi. Irak seferi gözlemlerimi 24- 29 Temmuz 2003 tarihleri arasında Hürriyet'te yazdım. Son zamanlarda olanlar dört sütundan üçünün tepelerinin yakında birleşeceğini gösteriyor."
Aradan yaklaşık 22 yıl geçti. Dört direkten üçünün İran, Irak ve Suriye direkleri resmen değilse de fiilen birleşmiş durumda. Geriye Türkiye direği kalmakta. Bu direk (belki de şimdilik) serbest. Amaç dördünün birleşmesi ve tarihte ilk kez bir Kürt devletinin kurulması. Senaryonun bu faslı şimdilik eksik ama gerçekleşme (realizasyon, uygulama) sırası henüz gelmiş değil.