İzmit Basın Toplantısı'nın önemi (3)

Atatürk'ün İzmit Basın Toplantısı 100.Yıl1 alıntı yapmayı sürdürüyorum: Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Osmanlı padişahlığı hilafeti almadan önce Osmanlı devrinin en parlak aşamasını yapmıştır. Ancak bu hilafet makamını aldıktan birkaç yıl sonra düşmeye başlamıştır, yarar sağlamamıştır. Osmanlı serdarları, hükümdarları, padişahları hilafetten soyutlandıkları zaman en büyük görkem ve gücü göstermiştir. Yani hilafet hiçbir şey kazandırmamıştır. Birçok uğursuzluklar getirmiştir. Müştak Bey: O halde zayıflıktır. Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Elbette zayıflıktır. Şöyle bir düş vardır ki hilafet sıfatını takındığımız zaman bütün İslam dünyası yardımcı ve destekçidir! Nedir yani En felaketli anları geçirdiğimiz zaman ne yaptılar Bizim karşımıza geçip savaştılar. Suphi Nuri Bey: Paşa Hazretleri, varolan durumu düzeltmek zaman sorunu değil midir HİLAFET DURUMUNUNDÜZELTİLMESİ (S. 69) Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Düzeltilmiştir efendim. Düzeltilmeyen bir şey kalmamıştır. Bizce sorun çözümlenmiştir. Kendisi uğraşmazsa ve kendisinden çıkar bekleyenler yerinden kıpırdamazsa bizce sorun çözümlenmiştir. Ve illa hocaların -Hoca Şükrü Efendi ve bunun gibi hocaların- isteklerini yerine getirmek isteyenlerin yapacakları çalışma, derhal sorunu daha kesin çözümletir. Gazeteci: Yalnız hocalar hakkında... Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Ben hocaları sevmem. Yalnız camide namaz kıldıranların sarık sarmaya hakkı yoktur. Namaz kıldırabilmek için sarığın lüzumu da yoktur. Bu millette yoktur. Gazeteci: Halbuki bizde dinden ziyade hocalık parti... Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Beyler! Siz bu yurda bağlısınız. Bu yurtta, hocaların ne kadar değersiz olduğunu ve bu ulusun hocalardan ne kadar nefret ettiğini biliyorsunuz. Ben size ufak bir örnek vereyim; çok hoca nerede vardır Konya'da değil mi Ben Konya'ya yaptığım gezilerimin birinde okulları dolaşıyordum. Bana dediler ki "Aman efendim bir de medreselere gel, gör..." Yanımda Rus, Azerbaycan elçileri vardı. Bir medresenin kapısına geldik, ancak kapı olduğunun farkında olmadım. Çünkü bir demir parmaklık vardı, "Hani kapı" dedim. "Burası" dediler. "Medreseye köpek girmesin diye parmaklık yaptırdık" dediler. HOCALAR VE ASKERLİK (S. 70) "Önce bu medresenin kapısını da açınız da ondan sonra girelim" diyemedim. Ve böylelikle çok büyük hata yaptım, demirin üzerinden atladık, içeriye girdik, baktım bir tabur kadar başı sarıklı adam, bir sıraya dizilmişler ve müftü efendi başta olmak üzere tüm Konya'nın ulemasını toplamış, gayet güler yüzlü davranmak istedik. Müftü efendi, tuttu, nutuk vermek istedi. Dedi ki "Efendim