Eski yazılar 6

Yayımlamakta olduğum "Eski Yazılar"ın amacı Cumhuriyet vatandaşı olamamış bir insan kitlesinin (yığışımının) zihniyet dünyasını otopsi masasına yatırmaktadır. Hastalık bir tane değil, bütün vücudu sarmış... Bugünkü yazı 19.5.2007 tarihli Hürriyet'te yayımlandı.Yıkamaya okyanusların suyu yetmez112 Mayıs günü yayımlanan, Abdullah Gül ile ilgili "AKP İslami Değil(miş)" başlıklı yazımı hedef alan bir mesaj aldım. Serdar Gümüş adında bir vatandaş bana, "dinsiz özdemir bey agır küfürleri hak ediyorsunuz ama etmicem yakışmaz bana işin gücün dinle islama saldırmakla geçiyor AKP üzerinden.delikanlı dürüst bir adam isin laik cumhuriyetin inanca dayalı olmadıgını yazarsın laiklik dinsizliktir degilmi" diye yazmakta. Bu adamı "geri zekâlı" olarak tanımlasam kendisi güya Müslüman olduğu için İslama saldırmış olacağım. AKP'nin son bir aydır çevirdiği dolapları bu insanlara anlatmak çok zor. Zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkacaklar. Bu yazıma Comte de Lautreamont'un "Bütün okyanusların suyu düşünsel bir kan lekesini yıkamaya yetmez"2 cümlesiyle başlayacaktım ve sonra: "AKP'nin yalanlarını yıkamaya bütün okyanusların suyu yetmez" diye yazacaktım. İşte yazdım! Mehmet Metiner Milliyet gazetesine (12.05.07) demeç vermiş, "Gül'ün inkârı şık olmaz!" diyor. Demek ki Abdullah Gül gene bir şey inkâr etmiş. Şu sözlerini inkâr etmiş: "Ne Trablus'ta ne Medine'de ne de Çanakkale'de kimse, 'Çerkes misin Kürt müsün Türk müsün' diye sormuyordu. Fakat, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nde özellikle tek parti diktatoryası, öyle yanlış politikalar izledi ki Kürt orijinlileri değil, Türk olanları da mahvetti... 70 yılın çok büyük yanlışları oldu. Çukurca'da dağa 'Ne mutlu Türküm diyene' yazmışsınız. Hâlâ Diyarbakır'ın ortasında bu tür sloganlar yazılıdır. Maalesef, bu resmi ideoloji Türk milliyetçiliği şeklinde kendini ırki taassup olarak tezahur ettirmiştir... Türkiye'deki insanları birleştirecek tek unsur dindir, İslam kardeşliğidir." Bu cümlede bir yasa kapsamına girebilecek herhangi bir suç yok. Bir Necip Fazıl Kısakürek hayranı, bu cümleyi, düşünceyi ifade özgürlüğü tarafından korunarak söyleyebilir. Ama yasal düşünceyi ifade özgürlüğünden yararlanan bu kimse Türkiye Cumhuriyeti'ne cumhurbaşkanı olamaz. Aslına bakarsanız başbakan ve dışişleri bakanı da olmaması gerekirdi. "Dün dündür, bugün bugündür" lafından, Demirel'den fazla AKP'liler yararlanıyor. Son on, yirmi yıl içinde söylediklerinden "Biz değiştik!" diyerek kurtuluyorlar. Kurtulamadıkları zaman Yeni Mürteciler yardımlarına koşuyor. Bu adamların hepsi ABD hayranı. Bilmiyorlar mı Sekreterlerin (bakanların), büyükelçilerin, yüksek memurların atamalarının yapılabilmesi için bir senato komisyonunun önünde ifade verirler: Lisede kopya çekmiş mi, kompozisyon kâğıdına Vietnam Savaşı'na karşı liberal düşünceler yazmış mı, manavdan elma çalmış mı, öğretmenine yalan söylemiş mi Bunların hepsinden geçmek zorundalar. R.T. Erdoğan'ın eski danışmanı Mehmet Metiner, Abdullah Gül'ün yukarıdaki cümleyi 1 Mayıs 1993