Depremzâde, depremzede

Zâde (Son ek): Soylu kişi, doğmuş, meydana gelmiş.Depremzâde: Depremin soylu kişisi, deprem seçkini. "Haramzâde" gibi. "Depremzâde"yi ben uydurdum. Hacızâdeler, lokmanzâdeler... Toprak ağaları, sarraflar, fabrikatörler, eşraf, siyaset ve yüksek bürokrat aileleri bu sınıftandır.Zede (Son ek): Zarar gören, uğramış, tutulmuş.Depremzede: Depremden zarar gören. Kazazede, yangınzede gibi..."Zâde" isen Kadir Gecesi doğmuşsun demektir. Zenginsin, soylusun, itibarlısın, anadan doğma makbul kişisin yani zâdegânsın. Ne mutlu sana!"Zede" isen yandın ki ne yandın! "Zede" son eki olumlu anlamı olan hiçbir sözcüğe takı olmaz. Paşazâde olunur ama paşazede olunmaz. Zâdeler asla depremzede olmazlar.Geleneksel toplumlarda "zâde" ve "zede" olarak doğulur ve büyük bir olasılıkla öyle kalınır. "Zâde"nin kökü iktidar ve zenginlik olup "zede"nin kökü iktidarsızlık ve yoksulluktur. Zedenin kitle olarak zâdeleşmesi olanaksızdır. Son derece zor olsa da diploma ve meslek sayesinde, bireysel olarak zâdeleşmek mümkündür. Laik ve demokratik Cumhuriyet bu kast sistemini ülkemizde öğretim ve eğitim yoluyla kırmayı hedeflemişti. Bunu 1950'ye kadar büyük ölçüde başardı 27 yılda kazanılan ivme sayesinde bu dönüşüm bir süre daha sürdü.Benim "masa" ve "kasa" kıssamı anımsarsınız sanırım. Bir toplantıda bir mürteci çağdaş Cumhuriyete muhalefetini haklı göstermek için "Siz bize masayı ve kasayı vermediniz" der. Masa ve kasa devlet ve iktidarın (hükümet olmanın) simgesidir. Geleneksel toplumlarda masadan olmasa bile kasaya kavuşmanın türlü yolları vardır: Daha önce sözünü ettiğim diploma (öğrenim), spor, sahne (şano), sinema, fuhuş, mafya ve yasadışı işler... Bu yöntemle zâdeleşmek pek mümkün olmasa da zedelikten kurtulmak mümkündür.AKP kitlesinin zedelikten kurtulma savaşımında yukarıda saydığım olanakların bir bölümü mutlaka yer almıştır, öteki bölümünün yer alması olasılığı da epeyce güçlüdür. AKP, akıl almaz bir anomali (sapaklık, uymazlık, aykırılık, anormallik) ile masayı (siyasal iktidarı) ele geçirdi sonra kasayı ele geçirmek için türlü anormal hokkabazlıklar yaptı. Bunu da büyük ölçüde başardı ama tabanı olmadığı için kültürel ve entelektüel iktidarı ele geçiremedi. Kültürel ve entelektüel iktidarı ele geçirmek için yozlaşmış, yoklaşmış, üfürükleşmiş din asla yeterli değildir. Kültürel ve entelektüel bir tabanı ve yakıtı olmayan kitleler, iktidarlar son depremde yıkılan binalara benzerler. Demek ki masa ve kasayı ele geçirmek iktidar olmaya yetmiyormuş. Midelerle, işkembelerle atipik, anormal, sapkın yöntemlerle birkaç yıl içinde iktidar olunabilir ama akılın aküsü ve akümülatörü olan "beyin", beyni koruyan "kafa" olmadan, iktidara gelseniz de iktidar