Demokrasi ve İslam hukuku

2. Cumhuriyet Tartışmaları1 adlı kitapla Recep Tayyip Erdoğan'ın zihinsel yapısında kazı yapmayı sürdürüyoruz.

Soru: Başkanlık sistemi için neler söyleceksiniz

R.T. Erdoğan: Türkiye şimdilik buna hazır değil. Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyesi. Bunun oluşması için siyasette serbest piyasanın oluşması lazım. (Erdoğan burada "ekonomi" diyeceğine "siyaset" diyor.)

Soru: Peki son olarak konu dağılacak ama demokrasi ve İslam hukuku noktasında bir şeyler sormak istiyorum. İnsanların benimsedikleri hukuk anlayışını terketme gibi bir şansları var mı

R.T. Erdoğan: Sormak istediğiniz şeyi anlıyorum. Sorunuza öncelikle tarafsız biri olarak hatta teknik bir anlayışla yaklaşmak istiyorum. Sorunuzun ikinci kısmında insanların benimsedikeri hukuk anlayışını terk etme gibi bir şansları var mı diyorsunuz Bu soruya olumsuz cevap vermek (garipsediğimi söyleyerek belirtmeliyim ki sizin sorunuzun içinde kendi cevabınızın bu yönde olduğuna dair şeyler seziyorum) her şeyden önce insanı bir varlık olarak tanımadığımızı ya da günümüz Türkiyelilerini hafife aldığımızı gösterir. İnsanların benimsedikleri bir şeyi terk etme şansı niçin olmasın O zaman yukarıda sözünü ettiğimiz değişimin hiçbir anlamı kalmaz. Eğer bugünün Türkiye'sinde yaşayan sözüm ona laikliği benimsemiş insanların, bu anlayışını terk edip İslami bir anlayışa ve hukuka geçmeleri mümkün müdür diye sormak istiyorsanız, öncelikle şunu hatırlatmak isterim: Bu insanların ataları 100 yıl önce, 200 yıl önce hangi hukuk sisteminde yaşıyorlardı Bugünkü hukuk sistemini kabullenmeleri ve adapte olmaları nelerin pahasına, hangi yöntemlerle gerçekleştirildi Bundan 30 sene önce halkın İslama ilgisi ne kadardı, bugün hangi seviyede

R.T. Erdoğan, bireyin tepkisi ile toplumun tepkisini karıştırmakta. İnsanlar ve toplumlar egemen yani resmi hukuk anlayışının yerine benimsedikleri hukuk anlayışını getirebilirler mi Kuşkusuz böyle bir şey mümkün! Örnek Türkiye Cumhuriyeti.

R.T. Erdoğan, "Eğer bugünün Türkiye'sinde yaşayan sözüm ona laikliği benimsemiş insanların, bu anlaşını terkedip, İslami bir anlayışa ve hukuka geçmeleri mümkün müdür diye sormak istiyorsanız, öncelikle şunu hatırlatmak isterim: Bu insanların ataları 100 yıl önce, 200 yıl önce hangi hukuk sisteminde yaşıyorlardı" diyor ki doğrudur.

"Sözüm ona laiklik" de ne demek Cumhuriyetin temel ilkesini "sözüm ona" diyerek "güya" anlamında küçümsemekte. Ve bu inancını inatla sürdürmekte!

Evet, bireyler dinciyken gelişip laikleşebilirler ve dahası laik düzenden yanayken bir zihinsel ya da ruhsal bunalım geçirip laik düzen karşıtı olabilirler. Ama bu değişim bireysel planda kalır. Ancak toplumlar dinsel hukuk düzeninden laik düzene bir toplumsal evrim ve devrimle geçebilirler. Türkiye Cumhuriyeti'nde olduğu gibi. Bu dönüşüm bireyler üzerinde çok büyük bir travma yaratmaz çünkü "medeni hukuk", "dini hukuk"un aksine toplumsal hayatla uyumlu olarak değiştiği için insan doğasına uygundur.