Bir yanlışı düzeltmek

İlkin köklü bir yanlışı düzeltelim: Aydın, mahallenin namusunu koruyan mahalle kabadayısı değildir. Mahalleli kendi namusunu savunmak ve korumak zorundadır.İkinci düzeltmeyi de yapalım: Entelektüel ile aydın eşanlamlı değildir. Aydın ve entelektüel tipinin doğup tanımlamasının yapıldığı Fransa'nın dilinde bu iki tip ve kavramın anayurt ve anadilindeki anlamlarını öğrenelim. Biraz allamece (!) davranacağım için özür dilerim.Eclaire (Illumine): Aydın, bilinçli.- Tout democrate eclaire doit soutenir la classe ouvriereHer demokrat aydın (bilinçli insan) işçi sınıfını desteklemek zorundadır.- Votre pere etait un homme sexuellemnt tres eclaireBabanız cinsellik konusunda çok aydın (aydınlamış) biriydi.Jean-Paul Sartre'ın kendime öğretmen yaptığım aydın tanımı: "Aydını aydın yapan nitelik, yaşadığı zamanın gerçeklerine ve çelişkilerine karşı belirlediği tavırdır. Aydın yalnızdır çünkü onu hiç kimse görevlendirmemiştir. Oysa o çelişkilerinden biri de budur 'başkaları da özgürleşmedikçe özgürleşemeyecektir'".Demek ki aydın, mahallenin namusunu koruyan mahalle kabadayısı değildir. Mahalleli kendi namusunu savunmak ve korumak zorundadır. Mahalleli kendi varlıksal bilincine ulaşmadan aydınla ilişki kuramaz. Aydın bu nedenle "yalnız"dır. Yalnızdır ama bu başkalarının dertleriyle ilgilenmesine engel değildir. Başkaları bilinçlenip özgürleşmedikçe aydın "havanda su dövmek" zorunda kalır.- Intellectuel (Penseur, Düşünür): Bence entelektüelin tanımını, "aydın"la arasındaki farkı belirleyerek Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay yapmış. Ben de onun gibi düşünüyorum: "Ülkemizde entelektüel kelimesi çoğu zaman aydının ve bazen de bilgili insanın, eski tabiriyle allamenin karşılığı olarak kullanıldı. Oysa bu terimler arasında bağlantı yok. Aydın, Osmanlı Batılılaşması sırasında ortaya çıkan münevverin çevirisi, yani aydınlanmış kişi. Daha açık bir ifadeyle belli bir ideolojinin takipçisi. Allame ise çok şey bilen kişi. Entelektüel bunların hiçbiri değil. Aydın, nasıl başkalarının aklından çıkanları öğrenerek aydınlanıyorsa entelektüel de kendi aklının sentezlerinin peşindeki kişidir."Entelektüel: Düşünür, filozof ve bilimcidir. Düşünce, kuram ve yöntem üretir.Aydın düşünce üreten biri değildir alımlama yeteneği olan yani geçirgen olan böyle olduğu için de öğrenen biridir. Artık burada, bundan sonra, aydın (aydınlanmış kişi) ile entelektüeli (düşünürü) eşanlamlı olarak kullanamayız.Şimdi sıra geldi Aydınlanmaya: Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.Aydınlanmaya yol açan başlıca düşünsel gelişmeler Rönesans ve Reform hareketleridir. Aydınlanmanın ilk temsilcileri olarak genellikle Rene Descartes ve Gottfried Wilhelm Leibniz