Assos'ta Felsefe

24 yıldır düzenli olarak yapılan ve gelenekselleşen Assos'ta Felsefe adlı sempozyum etkinliğinin 2024 yılı ulusal toplantısı, 2-3 Şubat 2024 tarihlerinde, "Özgür İradeİstenç Sorunu" konusunda yapılacak.

Bu çerçevede, insanın özgür bir iradeyeistence sahip olup olmadığı konusu, benlik, eylem, seçim, ahlak, hukuk, sorumluluk, nedensellik, belirlenimcilik, belirlenmezcilik, ılımlı belirlenimcilik gibi kavramlar bağlamında ele alınacak ve irdelenecek.

Felsefe tarihinin en önemli filozoflarından birisi olan Aristoteles'in yaşamının bir bölümünü geçirdiği ve felsefe eğitimi verdiği antik Assos kentinde ve 24 yıldır Felsefe Sanat Bilim Derneği'nin kurucu üyesi ve yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen'in öncülüğünde yapılan sempozyum etkinliğine öğretim üyeleri, öğrenciler ve alan dışından felsefe meraklıları katılıyor.

Halil Turan, Prof. Dr. Nazile Kalaycı, Prof. Dr. Hamdi Bravo, Doç. Dr. Cemil Güzey, Doç. Dr. Çetin Türkyılmaz konuşmacı olarak katılacaklar.

Etkinlik ücretsiz ve herkese açık, kayıt ve başvuru zorunlu. Katılımcıların kayıtları ve başvuruları www.philosophyinassos.org adresi üzerinden alınmakta.

İlginçtir, şu günlerde Catherine Nixey'in "Kasvetli Çağ-Klasik Dünyanın Hıristiyanlar Tarafından Yıkılışı" (Yapı Kredi Yayınları, Çev. Arzu Akgün, 2023) adlı kitabını okuyorum. Dünya kültür tarihini iyice anlamak için mutlaka okunması gereken bir kitap. İnsanların büyük bir çoğunluğu Dinde Reform ve Rönesans'ın nasıl olduğunu bilir de neden olduğunu bilmez. İkisinin de nedeni genç, yobaz ve barbar Hıristiyanlıktır.

Kitap şöyle başlıyor: "PALMYRA, MS 385 Civarı. 'Mesih'i kabul edenler için suç yoktur.'" (Aziz Şenuda)

"Yağmacılar çölden geldi. Palmyra onları bekliyor olmalıydı. Yıllardır siyah cüppeli yobazlardan oluşan, taşlarla, demir çubuklarla ve sarsılmaz bir haklılık duygusuyla silahlanmış yağmacı çeteler, Roma İmparatorluğu'nun doğusunda terör estiriyordu." (...) "Yüzyıllardır ayakta duran büyük taş sütunlar bir öğleden sonra çöktü; beş yüz yıldır duran heykellerin yüzleri bir anda parçalandı; Roma İmparatorluğu'nun yükselişine tanıklık eden tapınaklar bir günde yıkıldı."

Yıllardır İtalya'da, Yunanistan'da, Olympia'da gördüğüm heykellerin burunlarının neden kırık olduğunu bir türlü anlamazdım. Gene heykellerin cinsel organları, gözleri tahrip edilmiş olurdu... İnanın bana bunun nedenini yukarıdaki satırları okuyunca anladım. Bütün bunlar 1500 yıl sürecek Hıristiyan keşiş yobazlığının gözle görünen sonuçlarıydı. Barbarlık pagan tapınaklarını, tanrılarının heykellerini hedef almıştı. Görünen hedeflerdi bunlar. Ama bir de düşünsel hedefler vardı: edebiyat ve felsefe yapıtları. Bu bağlamda bütün Roma İmparatorluğu'nun Latin ve Yunan (Grek) şairleri, hatipleri, filozofları bu türden keşişlerin, yobazların hedefi oldu. Nasıl olsa "Mesih'i kabul edenler için suç yoktu". Bol bol can aldılar, pagan rahiplerin, şair ve özellikle filozofların kanları sel olup aktı. Yazara göre pagan çağında yaratılan felsefi ve yazınsal eserlerin yüzde 90-95'i 1500 yıl içinde yakılarak, ırmaklara atılarak yok edilmiştir.