Bekir İbiş ağabeyi rahmetle yâ'd ederken

Bu nurlu dâvânın, öyle nurlu dâvâ adamları olmuştur ki, onların kendine has hususiyetiyle vardır. İşte, rahmetli Bekir İbiş ağabeyimiz de bunlardan biriydi.

Bekir İbiş Ağabeyimiz 1944 Denizli'nin Tavas kazası doğumludur. Ortaokul sıralarında, Isparta İmam Hatip okulunda yatılı olarak okur. Son sınıflara doğru, Risâle-i Nurlarla müşerref olur. Nurları okumaya başlar. 5. Şua'yı okuduktan sonra kalbine bir ilham gelir ve onunla alâkalı bir şiir yazar. Tabiî bu şiir duyulunca, hemen okuldan atıp, hapse sokarlar. Çıktıktan sonra da, dışarıdan okulu bitirip, Aydın'ın bir mahallinde müftülük memuru olarak çalışmaya başlar. 12 Mart 1971 hâin hareketinden sonra oradan Tekirdağ'a sürgün edilir. Bu onun için bir sürgündür, ama öyle sürgün değil. Toprak altına atılan tohumun sürgünüdür. Onun Tekirdağ'a gelmesiyle, o sürgün başak verir ve nurun oradaki hemen hemen ilk nüvesini atar.

Bir müddet sonra, memuriyetten de istifa ederek, kuyumculuk mesleğini icra eder. Tabiî, hizmetlerin her türlüsüne de koşarak... Bir ara, Yeni Asya gazetemizin idare heyeti azalığında da bulunur. Bekir Ağabeyimiz, Yeni Asya'nın Marmara Bölgesi Temsilciliği de yaparak hizmet ve faaliyetlere koşar. Biz de, Bursa'da, onunla çok görüşüp, konuştuğumuz gibi, İstanbul vs. gibi bazı yerlerde de münasebetimiz olmuştu. Muhterem bir ağabeyimizdi. Az konuşup çok iş yapanlardandı. Takım elbisesiz ve kravatsız pek gezmezdi. O dâvâsında ve hizmetinde fânî olanlardandı.