Türkmenoğlu Ağabey, Yeni Asya için ne dedi

1930 doğumlu olan Mustafa Câhid Türkmenoğlu Ağabey, çok naif, nârin, kibar bir beyefendi idi.

1952 senesinde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde talebe iken, Üstad Hazretlerinin Reşadiye Otelinde kaldığı sırada ziyaretine giderek tanışıyor. Daha sonra, Atıf Ural ile beraber, Risâle-i Nurların lâtin harfleriyle, matbaada ilk def'a basılması işini, Ankara'da yapıyorlar.

Ondan sonra da, Üstad'ın sağlığında Nur hizmetlerinde bulunduğu gibi, vefatından sonra da, Risâle-i Nur hizmetlerini, ömrünün sonuna kadar deruhte etmiştir. Bir müddet Diyanet'te çalışmış, bir müddet de, asıl mesleği olan savcılık yapmıştı.

Savcı olan bu mübarek zâtı, nurcu ve nura yaptığı hizmetlerinden dolayı, bir kaç defa tevkif edip, hapis cezası vermişlerdi.

12 Mart 1971 hâin ihtilâl bozuntusundan sonra, namaz kılmak, Kur'ân ve tefsirini okumak suçundan(!) dolayı hapsedilip, Ömer Tuncay Ağabeyle beraber, ikisine de, Üstad'a bile verilmeyen en ağır ceza (7 sene ağır ceza) hapsi verilmişti.1974 deki, CHP-MSP (Ecevit-Erbakan) koalisyonu zamanında, komünistlere çıkarılan aftan, onlar da istifade edecekti. Ama her iki kahraman ağabey de, "Biz af istemiyoruz. Yeter ki, komünistleri de affetmeyin!" diye dilekçe vermişlerdi, ama kim dinler Komünistler, mezkûr hükümet tarafından affedildi. Tabiî, bu iki ağabeyimiz de hapisten çıktı.

Hapishaneden çıktıktan sonra, birçok beraber-liğimiz olmuştu. Biz onu, o bizi çok severdi. Baba yaşımızdaydı, ama arkadaş gibiydik. Çoğu zaman, Hacıbayram 'da, terzi Turan Ağabeyin dükkânında, birkaç arkadaş buluşur, beraber sohbetlere giderdik. Güler yüzlü, nüktedan bir ağabeyimizdi. Şakalaşırdık. "Bu akşam sohbete nereye gidiyoruz Osman kardeş" derdi. Ben de, gideceğimiz yeri söylerdim. O zamanlar, öyle vasıtamız filân yoktu. Otobüs, minibüs gibi vasıtalarla giderdik.

Daha sonra, Ankara'da vakıflık yapmış olan "Uzay Sami Abi" nam, "Malatyalı Sami Abi"nin kız kar-deşiyle evlenmişti. Bir müddet sonra da, Ömer Ağabey, bizim kız kardeşimizle evlenince, Sami Abinin bir kuyumcu dükkânı vardı, orada ziyaret ettiğimde "Bak Sami Abi, ikimizin bacıları, iki hapis arkadaşıyla evlendi" demiştim de, gülüşmüştük.

Türkmenoğlu Ağabeyin, renkli ve uzun bir ta-rihçe-i hayatı var. Arzu edenler, oradan okuyabilir. Onun iki erkek evlâdı olan; "Ahmed Said ve Mehmed Ali Türkmenoğlu" kardeşlerimizle irtibatımız devam ediyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında yazıştığımız bir mesajda, Mehmed Ali kardeşimiz, Yeni Asya'nın hizmet ve hareket tarzını beğendiğini söyledi. Biz de, kendisine teşekkür ettik. O arada bana dedi ki; "Osman Ağabey, babamın bize Yeni Asya ile alâkalı söylediği sözler var, size onları nakledeyim de bakın." "Nedir kardeşim" dediğimde: "Allah razı olsun muhterem ağabey. Allah, Yeni Asya gazetesini, camiasını, hizmetini, istikamet üzere muvaffak eylesin. Rahmetli babam, 'Bir nur talebesi gazete okuyacaksamutlaka ve sadece Yeni Asya okumalı. Çünkü Üstadı nazara veren tek gazete o' demişti.