Müfritane irtibat yolunda Doğu ve Güneydoğu seyahati
70'li, 80'li senelerde bizler, bunu çok yapardık. "Müfritane irtibat sevdalısı ve muhabbet fedâisi" prensiplerine göre yaptığımız bu nev'i seyahatlerde, Anadolu'nun çeşitli yerlerindeki kardeşlerimizi ziyaret eder, şevk alır, şevk verirdik.
GEZİ: OSMAN ZENGİN
emailprotected
SEYAHAT NOTLARI
O senelerdeki; uhuvvet, muhabbet, birbirine fânî olmak gibi vasıflar biraz zayıfladığından, o seyahatler de, maalesef çok yapılamıyor. Bundan birkaç sene önceki konuşmamızda, Cizre'den Servet Sönmez kardeşimiz, bizi oralara dâvet etmişti. Hattâ İstanbul'da bulunan kardeşi Haşim de "Osman Ağabey, gideceğiniz zaman haber edin, ben sizi uçakla götürürüm, yorulmazsınız" de-mişti. Ama araya giren pandeminin de tesiriyle, bu dâvet ve arzu tahakkuk edememişti.
Aksaraylı kardeşlerle...
Bu sene, Allah'a şükür, birçok yerdeki hizmet faaliyetlerine iştirak edebilmiştik. Kardeşleri-mizle bir araya gelip, yaşadığımız o cennetî hâller, bize, Servet kardeşin dâvetini tahattur ettirdi. Arkadaşlarla konuştuk. Kararlaş-tırdığımız günde, ben Bursa'dan Ankara'ya geldim. Beş kişi (İsmail Özdemir, Mehmed Yılık, Şeref Alan ve İskender Ertop ile beraber) 7 Ekim'de yola koyularak, ilk durağımız Aksaray'a akşam namazı sonrası vâsıl olduk. Daha önceden, Bursa mezunlarımızdan, hemşehrim olan Mehmed Kışlakçı kardeşime, geleceğimizi haber ettiğimden, bizi güzel karşıladılar.
O akşam, sohbet günü olmamasına rağmen, bizi, sohbet mekânında karşıladılar. Muhabbetî hâllerden sonra, ertesi sabah kahvaltıdan sonra, bize Aksaray'ı gezdirip, Ulu Camiini ve diğer tarihî yerleri anlattılar. Eğri minareyi gördük. Bir de, Bursa'nın "Somuncu babası "nın kabrinin orada da olduğunu müşahede ettik. Malatya'da diye biliyorduk, ama demek ki "Yunus Emre" gibi ona da bazı yerler sahib çıkıyor.
Aksaray Eğri Minare
MUHABBETÎ HALLER YAŞANDI
8 Ekim günü, öğleye doğru Aksaray'dan ayrılıp Adana'ya geldik. Takriben yirmi sene evvel Adana'ya gelişimi, muhterem Sami Narin ağabeyin arabasıyla, rahmetli Ali Kanıbir Ağabeyin, beni havaalanından aldıklarını hatır-ladım. Daha önce konuştuğumuz kahraman Süleyman Uçar kardeşimizin tarifiyle, "Zübeyir Gündüzalp" apartmanını bulduk. Orada da, bazı arkadaşlarımızla buluşup, hemhâl olduk, sohbetlerine iştirak ettik. Çok güzel muhabbetî hâllerden sonra, gündüz oradan ayrıldık.
Gaziantepli kardeşlerle...
9 Ekim günü, Gaziantep'e geldik. Bizi orada, fedakâr Ahmed Şahin kardeş bekliyordu. Yine, Mehmed Çemberlitaş kardeşimizin de, Ahmed kardeşin ofisine gelmesiyle, hem maddî, hem mânevî muhabbet sofrasına iştirak edip, sohbetler ettik. Ahmed kardeş ile kaç senedir tanışıyorduk, ama Ankara'dan kadîm ağabeyimiz, Ömer Pektaş'ın, onun dayısı oldu-ğunu bilmiyorduk. Onu da öğrendik.
Aksaray Hayır İşleri Vakfı'nı ziyaret ettik.
Aksaray Ulucami
BEDİÜZZAMAN VAKFINDA SICAK KARŞILAMA
Aynı gün Gaziantep'ten hareket edip, Şanlıurfa'ya müteveccihen, yola revan olduk. Urfa'da bizi, yol boyunca tâkib edip karşı-layan, Ahmed Zorlu kardeşimizle buluşup "Bediüzzaman vakfına" gittik.
Diğer Urfalı arkadaşlar da bizi bekliyordu. Yine, on-ların misafirperverliği ile beraber sohbete iştirak ettik.
Orada, beni en çok sevindiren şeylerden biri de, kadim dost ağabeyimiz, Üstadın talebelerinden, rahmetli Mustafa Türkmen-oğlu'nun mahdumu, Doç. Dr. M. Ali kardeşimizle görüşmemiz oldu.
10 Ekim günü, Urfa'dan ayrılıp, Kızıltepe'deki, Ankara'dan, yarım asır öncesi talebelik arkadaşımız, Mehmed Aksoy hocamızı arayıp, oraya geleceğimizi haber edip, buluştuk. Hep beraber, sohbet edip, oradan ayrılıp, Mardin'e geldik. Mardin'de bulunan genç arkadaşlarımızla mülâki olup, acele ve kısa bir Ulucami'de namaz molası verip, oradan da ayrılıp, Cizre'ye geldik. Bizi, Servet Sönmez kardeşimiz karşıladı, evinde bir ziyafet faslından sonra, sohbet mekânı-mıza gittik. Orada da; diğer arkadaşlarla hemhâl olduk. O akşamki sohbetlerine iştirak ettik. O gece orada kaldık.