Hastalık ve musibetlerin, Müslümanlar için, Allah tarafından verilmiş bir imtihan vesilesi olduğunu biliyoruz. Başta Peygamberler(aleyhimüsselâm) olmak üzere, (Bu bakımdan da, hastalıkların pirî, Hz. Eyyüb'dür (as).

Vücudunun her yeri kurtlandığı hâlde sabreden Hazret, en sonunda, lisân mahalli olan dilinin kurtlanması üzerine, Rabbinin niyaz ve zikrini yapamama endişesiyle, şifa için dua etmişti) diğer büyük zatlar, hep hastalığa dûçar olmuştur.

Hassaten biz Nur talebeleri, Üstadımızın 25. Lem'ası olan Hastalar Risalesi vasıtasıyla, hastalıkların hikmetini çok iyi biliriz, anlarız.

Zaman zaman, hastalanan kardeşlerimize ismen başlık kullanarak, şifa duasında bulunduğumuz makaleler yazmıştık. Şimdilerde yine, bu yakınlarda, bir çeşit muamele ve muarefemizin olduğu bazı, ağabey ve kardeşlerimiz hastalıkları sebebiyle, bizlerden, dua taleb ediyorlar. "Şirketi-i mânevîye" mucîbince, biz de, o kardeşlerimizin ismini zikrederek, şirket-i mânevîyenin matbuattaki yegâne sesi olan Yeni Asya gazetemiz vasıtasıyla dünyaya ilân ediyor, o kardeşlerimizin son hâl ve vaziyetlerinden haberdar olmayan okuyucularımızı haberdar edip, dua etmelerine vesile olmaya çalışalım istedik.

Birçoğunu, hem hastalıkları esnasında, hem de evlerinde istirahat, nekâhet sırasında arayıp, hâl-hatır sorup, teselli etmiştik. İşte bunlardan, gerek ameliyatları sonrası ve gerekse, çektikleri bazı müzmin rahatsızlık vs. gibi sebeblerden dolayı evlerinde, hastahanelerde yatmakta veya evlerinden dışarı, pek fazla çıkamamaktadırlar.