Doğru yoldan ayrılmanın sebebi

Yunan, Hint, Fars, Latin felsefelerinden ilham alan İbni Sinâ, Fârâbî gibifilozoflarhak yoldan ayrılmışlardır.

Sual: Bidat fırkalarının, Peygamber efendimizin ve ilk Müslümanların bildirdiği doğru yoldan ayrılmalarının sebebi ne idi

Cevap:Ehl-i sünnet İslam âlimleri, kelâm, iman bilgilerinde, müteşâbih yani manası açıkça anlaşılamayan, ayrıca tefsire, izaha muhtaç olan âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerin açıklamalarında, yalnız Resulullah efendimizin sözlerine ve Eshâb-ı kiramın ictihatlarına uymuşlar, eski felsefecilerin bunlara uymayan fikirlerini reddetmişler, böylece İslâm dinini, hıristiyanlık gibi bozulmaktan korumuşlardır. Peygamber efendimiz ve Eshâb-ı kiramın yolundan ayrılanlar ise, felsefecilerin her sözlerinin doğru olacağını zannederek, bu felsefecilere teslim olmuşlar ve böylece Mu'tezile ve benzeri bozuk fırkalar meydana gelmiştir. Peygamber efendimiz islamiyette yetmişiki bozuk fırkanın hasıl olacağını haber vermiştir. Yunan, Hint, Fars, Latin felsefelerinden ilham alan, İbni Sinâ, Fârâbî, İbni Tufeyl, İbni Rüşd, İbni Bâce gibi filozoflar zuhur ederek, bazı bilgilerde Kur'ân-ı kerimin hak yolundan ayrılmışlardır.

İmâm-ı Gazâlî hazretleri Rumca öğrenerek eski Yunan felsefesini incelemiş, doğru bulmadığı yerlerini reddetmiştir. Hârûnürreşîd hazretleri zamanında İslam ilimlerine karıştırılan felsefe, Montesquieu, Spinoza gibi filozoflara rehberlik etmiş, bunlar "Farabius" adını verdikleri Fârâbî'nin tesiri altında kaldıklarını açıkça itiraf etmişlerdir.

İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretleri yetmişiki fırkadan ilk zuhur eden Şii fırkasının Dâî'leri ile mücadele etti. Dâî'ler, Kur'ân-ı kerimin bir içyüzü, bâtını, bir de dış yüzü zâhiri olduğunu iddia ettiler. Bunlara "Bâtınî" fırkası ismi verilmiştir. İmâm-ı Gazâlî hazretleri bunların felsefelerini kolayca yıktı. Bâtınîler bu mağlubiyetten sonra, İslamiyetten daha çok ayrıldılar. Manaları açık olmayan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere yanlış manalar vererek Mülhid, dinsiz oldular. Siyasi maksatları sebebi ile işi azıtarak, hak yoldaki Ehl-i sünnet Müslümanlarınbaşına bela oldular.