"Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır."
Sual: Bir Müslüman, beş vakit namazdan birini özürsüz olarak kılmazsa bunun imanı tehlikeye girer miCevap:Namaz; ibâdet-i bedeniyye olduğundan başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendi kılması lazımdır. Ağır hasta ve yaşlı kimse, namaz yerine fakire fidye, para veremez. Hâlbuki, oruç yerine fidye vermesi lazımdır. Halebî-i kebîrde buyuruluyor ki:"Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır. Yalnız Hanbeli mezhebinde, namazı özürsüz terk eden mürted olacağı, dinden çıkacağı için, namazını kaza etmesi lazım olmaz. Önce, küfürden, inkârdan tövbe etmesi lazım olur.Namaz kılmak, farz olduğu için, inanmayan kâfir olur. İnanıp da, terk eden, yani özürsüz kılmayan fasık olur. Kitap, sünnet ve icmâ ile açıkça bildirilmiş olan farzların hepsi böyledir. İctihad ile anlaşılmış farzlaraMukayyeddenir. Bunlara inanmıyan kâfir olmaz."Bunlara da ehemmiyet vermeyen, aklına uyup, müctehidin hükmünü beğenmeyen kâfir olur. Dürr-ül-muhtârda buyuruluyor ki:"Farz namazı, özrü olmadan, vakti geçtikten sonra kılmak, yani kazaya bırakmak haramdır.Farz namazı, özürsüz yani İslamiyet'in gösterdiği sebepolmadan vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, yalnız kaza edince affolmuyor. Kaza ettikten sonra, ayrıca tövbe etmek de lazımdır. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur. Kaza kılmadan, tövbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, geciktirme günahı da affolmaz. Çünkü, tövbenin kabul olması için, günahtan sıyrılmak şarttır."