Kadere iman, ilerlemeye mâni midir

Osmanlıların çökmesine, yeni türeyen yobazlar, dinde reformcular sebep oldu! Sual: Bızı dinde reformcular; "Avrupa kıtası küçük ve çok kalabalık ve toprağı fakir olduğundan Avrupalılar yaşayabilmek için, tabiatla çarpışmaya, fen ve sanatta ilerlemeye mecbur oldu. Muhtaç olan Avrupalıların birbiri ile dövüşmesi de, buna sebep oldu. Afrika'da sıcak havalar insanları gevşetti. Ekvator ormanlarındaki bol ve çeşitli meyveler tembelliğe sebep oldu. Asya'da, Afrika'nın kızgın çölleri ve Avrupa'nın buzlu dağları olmadığı için, Asyalılar rahat yaşadılar. Hayatı kazanmak için kolay çalıştılar. Asya kıtası medeniyetin beşiği oldu. Demek ki, şarklı, doğulu bir millet de çalışabilir, yükselebilir. Osmanlıların geri kalmasını, şarklı olmasında, iklimde aramamalıdır. Dinde, kaza ve kader anlayışında aramalıdır" diyorlar. Bunun gerçeklik payı var mıdır Cevap: Osmanlıların kaza ve kaderi yanlış anladıklarını, insanların kendilerine kıymet vermeyip, hadiselere teslim olduklarını bir an için kabul etsek bile, çöküntüyü meydana getiren sebepler başkadır. Bunu kısaca şöyle açıklayalım: Müslümanların hadiselere, olaylara teslim olmasını hoş görmeyenler, gözlerini açar açmaz, milletin bu hâlinden istifade ederek, onları aldatmaya, mevki ve menfaat kapışmaya koyuldular. Onlar memleketin yükselmesi için çalışsalardı, itaate ve teslimiyete alışmış diyerek kötüledikleri bu millet, onlara da teslim olur, itaat eder ve yükselmekte güçlük çekilmezdi. Görülüyor ki, kabahat millette değil,