İslamiyeti doğru öğrenmek için

Her şehirde, müşkilleri çözebilen bir zâtın bulundurulması farz-ı kifâyedir. Sual: Müslümanlar, iman bilgilerinde ve diğer dinî konularda şüpheye düşerse nasıl hareket etmelidir Böyle bir duruma düşmemek için ne yapmalıdırlar Cevap: Dinimizin bildirdiği bir şeyde şüpheye düşen kimse, Allahü teâlâ ve Onun Peygamberi, bu şey ile neyi bildirmek istemişse, öylece iman ettim, inandım demelidir. Hemen, şüphesini giderecek bir din âlimi aramalıdır. İlmine ve dine bağlılığına güvenilir, zeki, ârif, haramlardan kaçınan, din bilgilerinin inceliklerini bilen, müşkilleri çözebilen bir zatı arar, bulur. Bundan aldığı cevap, şüpesini giderince, artık öylece iman eder. Böyle bir zatı aramak farzdır. Tesadüfe bırakmayıp, hemen aramalıdır. Bulamazsa, bulup da, şüpheden kurtulamazsa, Allahü teâlânın ve Resulünün dilediği gibi inandım demeli ve şüpesinin giderilmesi için, Allahü teâlâya dua etmelidir. İşte, bunun için, her şehirde, müşkilleri çözebilen bir zâtın bulundurulması farz-ı kifâyedir. Felsefecilerin iftirâlarını, fen ve felsefe bilgileri ile karşılayabilen, fen adamı geçinenlerin itirazlarını, fennî metotlara dayanarak çözebilen, kâfirlerin yanlış sözlerini, dinlerindeki bozuk yerleri isbat ederek, reddedebilen, doğru yoldan ayrılmış olanların, fitne ve fesat ateşlerini söndürebilen, dünya tarihini iyi anlamış, matematik bilgisi kuvvetli ve İslam bilgilerinin derinliklerine ermiş bir din âlimi bulundurmak lazımdır. Vaktiyle İslam devletleri böyle âlim yetiştiriyordu. Böyle bir din âlimi