Belalar hep inananlara mı gelir

Dertler, belalar, sıkıntılar, muhabbetin, sevginin, şaşmayan şahitleridir... Sual: Allaha inanmâyanlardan bazıları; namaz kılanlarla, oruç tutanlarla, İslâmiyete uyanlarla alay ediyor ve "Allah, dostlarına niçin dertler, belalar gönderiyor İyilikler, nimetler vermiyor Biz Onun emirlerini yapmıyoruz. Biz istediğimiz gibi zevk, safa ediyor, keyif sürüyor, hile, yalanla, dünyanın tadını çıkarıyoruz. Sizler, namazla, oruçla vakit geçiriyor, dünya zevklerinden kaçıyor, sıkıntı içinde yaşıyorsunuz! Ayrıca Rabbiniz, dertleri, belaları da size veriyor. Müslümanlık saadet yolu olsaydı, siz bizden daha rahat, daha mesud yaşardınız" diyorlar. Böylelerine ne demelidirCevap: Kâfirler, insanların en iyisine de böyle söylerdi. Furkân sûresinin yedinci âyetinde meâlen;(Kâfirler; "Bu nasıl Peygamberdir Bizim gibi yiyip içiyor, sokaklarda geziyor. Peygamber olsaydı, kendisine melek gelirdi. Yardımcıları olur, bize onlar da haber verir, Cehennem ile korkuturlardı. Yahut, Rabbi, para hazineleri gönderir, yahut, meyve bahçeleri, çiftlikleri olur, istediğini yerdi" dediler...) buyuruldu.Bu gibi sözler, âhırete, Cennete, Cehenneme inanmayanların, ilerisini göremeyenlerin sözleridir. Cennet nimetlerinin, Cehennem azablarının sonsuz olduğunu bilen kimse, dünyanın birkaç günlük belalarına, sıkıntılarına hiç ehemmiyet verir mi Bu dertlerin, sonsuz saadete sebep olacağını düşünerek, bunları nimet olarak karşılar. Cahillerin sözlerine