PKK'nın silah bırakmasına dair süreç bir yılın üzerine bir ay daha ekledi. TBMM'deki komisyonun çalışmaları beklenenden çok daha uzun sürdü. Bugüne kadar yapılan görüşmeler somut bir karar alma ya da yasal hazırlık sürecinden daha fazla dinleme ve not alma ile geçti.
Bir kere komisyonun varlığının ve işleyiş biçiminin PKK'nın silah bırakma sürecinin en önemli olumlu yansımalarından biri olduğunu not etmek gerekiyor. Türkiye'deki siyasetin kutuplaşmış ortamında değil aynı masa etrafında benzer amaçlarla bir araya gelmeyi anayasal ya da yasal zorunlulukların bile aktörleri buluşturamadığı bir süreç içerisindeyiz.
CHP Meclis açılışında kendisince anlaşılır gerekçelerle TBMM programlarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı boykot etti. MHP ise benzer bir tutumu siyasi hasmı değil ortağı AK Parti ve Erdoğan'a karşı 29 Ekim törenlerinde sergiledi.
Aynı anda hem muhalefetin en önemli aktörü hem de koalisyon ortağı ile temas kurma zeminleri aşınan iktidarın bunu ne kadar sürdürebileceği ayrı bir tartışma konusu. CHP ile MHP'nin gerekçeleri birbirinden tümüyle farklı olsa da ayrışmanın, siyasal psikolojiyi dokuyan en önemli duygu olması iktidar ve toplum için bir sağlık işareti değil.
Gerilimlerin tüm aktörleri etkilediği böyle bir dönemde TBMM'deki komisyon kompozisyonu itibarıyla önemli bir sembol. Komisyonu oluşturan partiler bir tarafa komisyonun çalışmaları sırasında meclise gelip milletvekillerine sunumlar yapan, derdini anlatan kesimlerin çeşitliliği terörsüz bir Türkiye'yi sadece konuşmanın bile oluşturabileceği olumlu havayı göstermesi açısından çok önemli.
PKK'nın silah bırakması ilkesel olarak o kadar doğru bir yere konumlanıyor ki zamanın ruhunun zorlaması ile İYİ Parti gibi istisnai örnekler dışında, siyasi haritanın yüzde 90'ını oluşturan partiler, örgüt, İmralı, 3. ülkeler, sivil toplum herkes süreci destekliyor.
O zaman herkesin bu kadar desteklediği bir süreçte neden ilerleme sağlanmıyor Uzun süredir sessiz duran Selahattin Demirtaş Edirne Kapalı Cezaevi'nden gönderdiği yazıda biraz buna isyan etmiş gibi görünüyor. Demirtaş'ın, Komisyonun bu zamana kadar gerçekleştirdiği faaliyetlerine haksızlık etse de, itirazlarının meşru bir zemini var.
Bu gecikmeye çare olarak Demirtaş tarafından dile getirilen öneriler ne kadar işe yarar tartışmalı. Evet, sürecin ilerlemesi için önce toplumsal bir ortaklaşma zemini gerekiyor. Ama bugün sürecin olması gerekenden yavaş ilerlemesinin sebebi toplumsal ortak duygu eksikliği değil.
Ankara Enstitüsü'nün yayınladığı PKK'nın silahsızlandırılması sürecine dair araştırmada ve PANORAMATR raporlarında sürece destek baştan beri yüzde 50'nin üzerinde. Eğer süreç bir yere varacaksa bununla ilgili adımların en sertlerinde bile toplumsal mutabakat oluşturmak zor değil.
PKK'nın silah bırakmasını aşan, Kürt sorununun makul bir sosyal mutabakatla çözümünü öngören siyasal adımlara genel kamuoyunun bir itirazı yok. Kaldı ki bunlar meclise gelse en büyük dört partinin itiraz etme ihtimali de çok güçlü değil. Üstelik muhtemel düzenlemelere dair yürütülecek iletişim çalışmaları ile zemin daha da genişletilebilir.

5